Trabzonspor, Türkiye Ziraat Kupası A grubunda karşılaştığı İskenderunspor ile yeni inşaa edilen Fuat Tosyalı stadında karşılaştı.
Bu yeni ve şık stadın ilk müsabakasının oynandığı bu maçta, aynı zamanda Trabzonspor ile İskenderunspor’un da tarihlerinde rakip olduğu ilk müsabaka oldu.
İskenderunspor teknik direktör Metin Akpunar, Trabzonspor’un Türkiye’nin en büyük kulüplerinden biri olduğunu ve yeni stadımızın açılışında ilk maçlarını Trabzonspor‘la oynayacak olmalarının gururunu yaşadıklarını söylemesi,
Ayrıca,
Şenol Güneş’in ise Türkiye’nin en büyük teknik direktörlerinden biri olduğunu ve milli takımımızın en büyük başarısının da sahibi Şenol hoca olduğunu söylemesi dikkat çekiciydi.
Trabzonspor’un sezon itibarıyla Türkiye ziraat Kupası’nı hafife almak gibi bir düşüncesi yok, olamazda.
Muhakkak kupada bütün maçlarına kazanmak için çıkacaktır.
Fakat,
İskenderunspor’un bulunduğu klasman itibarıyla, Şenol hoca bazı oyuncularını da görmek adına bu maçta ufacık da olsa bir rotasyon yaptı.
Hoca Uğurcan’ın yerine kalede M.Taha’ya görev verirken, Cihan, Cham, Enis ve yeni transfer Sikan’a ilk onbirde görev verdi.
Bu anlamda, Şenol hoca maç öncesi verdiği röportajda bazı oyuncuları dinlendirmemiz gerektiği için kadroya almadık, bazı oyuncuları da yedek soyundurduk dedi.
Yedekte oturan oyuncuların sonradan oyna girebileceğini, bunlardan yeni transfer Zubkov’u hazır olmasına rağmen uyum adına direk koymadığını, ikinci devre oyuna alıp bu oyuncuyuda görmek istediğini söyledi.
Doğal olarak maça etkili ve baskılı başlayan Trabzonspor oldu. İskenderunspor daha dikkatli ve akılcı bir oyunla savunmada kalmayı tercih etti bu anlamda, Trabzonspor’un da baskısı yoğun oldu ancak kapalı defansı açmak ya da geçmekte sıkıntı yaşadığını gördük.
Dakikalar 27’yi gösterdiğinde İskenderunspor ender ataklarından bir tanesini gerçekleştirdi ve Trabzonspor’un altyapısından yetişen eski Trabzonsporlu muhammet Beşir topu ağlara göndererek İskenderunspor’u öne geçiren gölü kaydetti 1-0
Yukarıda söyledigim gibi Küba’yı ciddiye alan bir Trabzonspor’un bu şekilde oynama lüksü yok. Oyuncular muhtemelen rakiplerine hafife almışlar, rakibini küçümsemek hafife almak profesyonelliğe sığmaz.
Baskılı oynarsın, topa sahip olma oranın çok yüksek olur fakat, laubali oyunun sana bu baskılı oyunda hiçbir şey kazandırmaz. Rakibin bir tane atak yapar ve onu da gol yapar hadi sana güle güle der.
Ben ilk yarı itibarıyla yeni transfer Sikan’ı hiç beğenmedim umarım yanılırız. Ayrıca Cham ve Cihan’da beklediğim katkıyı veremiyorlar. Enis Destan zaten dillere destan, şans yakalamışsın ama değerlendirmek için hiçbir çaban ya da üstün bir uğraşını göremiyoruz.
Eren Elmalı zaten ununu elemiş eleğini asmış durumda hissettiriyor. Ozan Tufan ise lütfen oynuyor.
Zaten hoca ikinci devreye Ozan’ın yerine yeni transfer Zubkov’u Cham’ın yerineyse Umut Güneşle başladı.
Maçın ikinci devresinde de yine iyi ve baskılı başlayan Trabzonspor’du ve 50. dakikada köşe atışında yeni transfer Zubkov güzel bir top gönderdi ve bu topa ayak dokunan hemşerisi stoper Batagov oldu, ağalarla buluşan top skoru eşitledi 1-1
Ancak bu gol den 5 dakika sonra kaleci Taha’nın çok büyük hatası sonucu topla buluşan Muhammet Beşir kendinin ve takımının ikinci gölünü kaydederek skoru 2-1’e getirdi.
Futbol ciddi bir iştir.
Sonuçta sahaya siz de rakibiniz de 11 oyuncuyla çıkıyor ve bu 11 oyuncu da insan ve sporcu!
Kimse demesin ki klasman farkı var, kalite farkı var!
İşini ciddiye alırsan klasman ve kalite farkı ancak o zaman ortaya çıkar.
Sen işini ciddiye almazsan ne kaliten ne de klasmanın bir işe yarar.
Maçın 70. dakikasında sol taraftan Sikan çizgiye inerek çok güzel bir orta attı ve bu ortaya Enis Están şık bir kafa vurarak skoru eşitledi 2-2
Skor eşitlendikten sonra Trabzonspor biraz daha baskılı oynadı fakat kapalı defansı açmakta zorlanan Trabzonspor, ender bulduğu pozisyonlarda ise gol şansını değerlendiremedi.
Maçın sonuna 6 dakika ilave süre eklendi. Bu süre içerisinde de değişen hiçbir şey olmayınca maç 2-2’lik beraberlikle sona erdi.
Başka bir deyimle Trabzonspor’un bu kategorideki bir deplasmanda bile galip gelememesi, deplasman fobisinin Trabzonspor adına çok büyük bir handikap olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır.
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)