Geçmiş hepimizin bildiği gibi geçmiş bitmiş ölmüş demektir.
Bizler hepimiz geçmişte üzüldüğümüz, ağladığımız, büyük bir kaza yaptığımız, veya utandığımız, bazen de ihmal edildiğimiz, sevilmediğimiz, değer görmediğimiz zamanlarda birçok iyi veya kötü olaylar yaşadık.
İlk önce geçmişte ne yaşadıysak yaşayalım bunları kabullenmemiz gerekiyor.
Geçmişte acıları büyük olan birçoğumuz devamlı bunlarla savaşır dururuz.
Bazen de şöyle olsaydı, böyle olsaydı diye düşünerek zihnimizde oluşan tüm Enerjileri geçmişi düşünerek kafamızda her daim öfke ve suçluluk duygusu arasında gidip geliyoruz. 
Bunlar benim hatamdı? diyerek kendimizi suçluyoruz.
Bazen de karşı tarafa öfke dolu tavırlar alırız ve de bunlar biz insanların ruhuna çok ağır gelen davranışlardır. Bunlardan en önemlisi, ne yaşadıysak yaşadık.
Keşke yaşamasaydım, keşke olmasaydı demek yerine Bütün yaşadıklarımızı geçmişte bırakarak Hayatımıza devam etmeliyiz.
Çünkü bunlar hepsi geçmişte kaldı diyerek bunları kabullenmemiz gerekir. Bazen beynimize bazı şeyleri düşündüğümüz zaman bedenimizde ruhumuzla onları sanki yeniden şu anda yaşıyormuş gibi hissediyor ve ona göre bir tepki veriyor. 
Eğer bizler devamlı geçmişi düşünerek zihnimize aynı şeyleri tekrar tekrar kendimizi o düşünceleri maruz
bırakıyorsak, adeta bir savaş gibi zihnimizde bu olayları Tekrar yaşıyormuş gibi travmaya maruz kalacaktır.
Örneğin, çok sevdiğimiz erkek veya bayan arkadaşımız,  çok bağlandığımız, sevdiğimiz bizi terk etmiş olabilir bu olay bizler için dünyanın sonu değildir. Hayatımıza giren son kişi de olmayacaktır. Daha iyileri de gelecek Hatta bu olaya neden bu kadar üzüldüm diye bileceğiz. En önemlisi ise biz insanlar anda yaşamayı değil de geçmişte ve gelecekte yaşıyoruz sadece. 
 Çünkü, geçmişte yaşadığımız şeyler sürekli zihnimizi beynimizi meşgul ederek bizleri üzüntüye ve depresyona sürükleyecektir. Geçmişteki yaralarla ilgili Aslında en çok düşünülen şey geçmişte bizlere bu yaraları açan bu yaraları yaşatan insanlarla Yüzleşmemiz gerekiyor.
Çünkü yüzleşmek bazen işe yarayabilir. Bazen de gelecektej neler yaşayabileceğimiz de neler  olacağını veya olamayacağını düşünerek kendimizi stres ve bir sürü kaygılara sokuyoruz Bunlardan kurtulmanın en güzel yolu ise, An da yaşayarak Anda kalmaktır.
şu anda mutlu olmak, şu anda üzülmek, şu anda ağlamak, yarın değil Dün için diye sadece Anda olan duygularla yaşamak gerekir.
Ancak bu şekilde geçmişi yüklerini sırtımıza rahatlıkla atabilir veya azaltabiliriz.
Bizlerin yaptığı en büyük hata ise daha şimdiden Geleceği düşünerek,
Ben ne olacağım ben ne yapacağım hiçbir maddiyatım  yok, Hiç kimsem yok, Çok yalnızım diyerek güzelim beynimizi şimdiden daha gelecek korkularıyla dolduruyoruz. Oysa düşünecek olursak, hiçbir kimsenin geleceği yoktur,
Kimse geleceğinin ne olduğunu bilmiyor bu yüzden o güzelim beynimizi şimdiden gelecek korkusuyla değil şu Anı yaşayarak mutlu olmalıyız. 

Eğer Bizler mutluysak, zaten karşı tarafta mutlu olacaktır.
Demek oluyor ki, geçmişte neler olduysa neler yaşadıksa o anda bırakmalıyız. geçmişte neler olduysa oldu ve bitti orada  kaldı. Bu olaylara karşı yapabileceğimiz en güzel şey kendi zihnimizdeki sorumluluğu almamız gerekir. An da kalarak  mutlu olun, mutlu edinki. Mutluluklarınız çoğalsın.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber