Başta iklim krizi olmak üzere çeşitli çevre problemleri, sanatta da tartışılmaya başlandı. Son yıllarda film festivalleri, bianeller çevre problemlerini konu alarak toplumda bu konularda farkındalık oluşturmayı amaç ediniyorlar. İstanbul Bilgi Üniversitesi Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi, Türk edebiyatının ilk ekolojik distopyası denebilecek romanı ‘Köpekli Çocuklar Gecesi’ ile iklim krizine dikkat çeken yazar Oya Baydar’ı ağırladı. BİLGİ Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Nilay Kaya’nın moderatörlüğünü yürüttüğü söyleşide yazar, coğrafyamızda var olan sorunları iklim krizi çerçevesinde ele aldığı kitabının bilinmeyenlerini anlattı.
“İKLİM DİSTOPYALARI GERÇEK OLUYOR”
İklim krizini farklı bir perspektifle ele alan yazar Oya Baydar, “İstiklal Caddesi’nde kış aylarında oldukça soğuk bir günde, sokakta köpeğine sarılmış uyuyan çocuk fotoğrafı beni çok etkiledi. Kitabıma bu fotoğrafın bende bıraktığı iç sızısıyla başladım” dedi. Kitabında savaş, göç ve çocuk konularını iklim krizi çerçevesinde irdeleyen Baydar, “Kurguladığımız ekolojik distopyalar çok uzakta değil. Bugün bu distopyaların başlangıç noktasındayız. Dünya, iklim krizinde geri dönüşü olmayan bir yola girmekte” şeklinde konuştu. “Kutup ayılarının yaşatılması devrimden daha önemlidir” sözüne atıfta bulunan yazar “Doğayı sömürerek, değerleri tahrip ederek büyümeyi öne alan bir sistem var. Akıl üstünlüğü insana doğayı tahrip etme hakkını vermiyor. Bu nedenle farkındalık yaratacak bir yazı yazma ihtiyacı hissediyorsunuz” dedi.
Umudun her zaman baki olduğunu söyleyen Baydar, “Köpekli çocuklar kitapta mağdur ve masum göçmen çocuklarını temsil ediyor. Yeryüzünü ancak köpekli çocuklarla, ‘tuzu kuru’ iklim çocuklarının bir araya gelmesi ve sisteme karşı ortak bir mücadele yürütmesi kurtarabilir” diye konuştu.
“İKLİM KRİZİ KÜRESEL BİR ÇABA İLE ÇÖZÜLEBİLİR”
Etkinlikte söz alan BİLGİ Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ayşe Uyduranoğlu iklim krizi ile ilgili “İklim krizi, küresel bir krizdir. O nedenle, ancak küresel bir çaba ile çözülebilir. Politika yapıcılara her tür yoldan seslenebilmek açısından sanatın çok önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyorum. Bazen bilimin dokunamadığı yere sanat çok daha etkili bir şekilde dokunur. Oya Baydar da edebiyat aracılığı ile toplumda bu soruna dair farkındalık yaratmayı hedeflediği için, “Köpekli Çocuklar Gecesi”nin diğer romanlarından farklı bir misyonu olduğunu söyleyebiliriz. Toplumda iklim krizi konusunda farkındalığın artması, hak temelli politikaların oluşturulmasında toplumun da sesini duyurması sağlayacaktır” dedi.