Kutlanmakta olan 8 Mart kadınlar günü,

Kutlanmakta olan 8 Mart kadınlar günü, her şey de olduğu gibi bunda da amacını aşmış, özel ilişkilere dönüşmüştür. Tabi burada rant var, kazanç var. Amerika’nın Niv York kentindeki bir dokuma fabrikasında, işçi kadınların emeklerini alabilmek için 1857 yılında fabrikada yapılan bir eylemde, fabrika içerisinde diri diri 120 kadının hunharca yakılarak katledilişi pek de önemsenmiyor gibi. Cahiliye devrinde kadınları aşağılayan, kız çocuklarını vahşice, diri diri toprağa gömen zihniyettin uzantıları bugün hala azda olsa mevcuttur. İslam dini, kadına en büyük değeri ve önemi vermiş olsa da, o günden bugüne, sebebi siyonist yapılandırmalar yıllarca kadın istismarında etken olmuştur. Kadın istismarından beslenmişlerdir. Kadınlar cinsel obje olarak reklam malzemesi yapılmıştır. Cahiliye dönemindeki gibi kadını belki diri diri toprağa gömmemişler ama kadının şahsiyetini gömmüşler. Kadını kendilerine meta etmişler. Avrupalılar ise cadı vampiri gibi savaşlar ile kadınları katletmekten kaçınmamışlardır. Günümüzde ise geldiğimizde noktada kadınlar, hak ettiği değeri kısmen de olsa görebilmektedirler. Yaratılış itibariyle, erkeğe göre narin yaratılmıştır olan kadınların burada asıl göz ardı edilmemesi gereken durumu fiziki yükünün hafifletilmesidir. Günümüzde kadının yükümlüğü hat safhaya çıkartılmıştır. Kadın, hem evde çalışmak zorunda kalmıştır hem de dışarıda. Yani günümüz kadını; hem anne olmuştur hem de baba olmak zorunda kalmıştır. Her nedense bu, her iki tarafta da kendi amacına göre değerlendirmektedir. Hatta evde çalışan kadın çalışmıyor, işsiz manasında “ ev hanımı” diye ifade edilmektedir. Bunu da bizatihi resmi makamlar yani devlet bu şekilde nitelendirmektedir. Bu, günümüz kadınına yapılan en büyük haksızlıktır. Ama dışarıda çalışan evin kadınının evinin işini yapmak için, dışarıdan gelen bir kadını ise “işçi kadın” diye ifade etmiştir. Ve ona normal işçi, yani çalışan kadın muamelesi yaparak, iş güvenliği yasalarını mecburi tutup, vergisi ödenerek bir maaş ödenmesini zaruri koşulmuştur. Hani evin işini yapan “çalışan” kadın sayılmıyordu, ne oldu? Dışarından gelen “çalışan” olarak nitelendirilirken evin hanımı aynı evin işini yaparken “işsiz” diye nitelendiriliyor. Bu haksızlık değil midir? Her kadın melek olmadığı gibi her erkekte zalim değildir. Erkek ve kadın bir birini tamamlayan bir bütündür. Kadın; eştir, aştır, yurttur, yuvadır, anadır, sıcak yuvadır. Kocanın psikolojik sığınağıdır. Baba ise evin direği, çocukların babası, ailenin dağıdır. Ne dağın çökmesi, ne de yuvanın yıkılmasına fırsat vermemeli. Dağ yıkılır, yuva dağılırsa çocuklar enkaz altında kalır. Toplumun sorunlu bireyleri çoğalır. Bu şuurla; kadınlar günü kutlu, babalarımıza, eşimize, sevgilimize, dağımıza nice mutlu günler olsun.

HABER: GÖNÜL AYDIN

GİRESUN ORDU TEMSİLCİSİ

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber