
Bugün burada Trabzon’umuzun Emek ve Demokrasi Güçleri olarak ülkemizin AKP eliyle sürdürülen OHAL ve KHK rejimini kaldırılması ve demokrasiye geçilmesi talebimizi ortaya koymak için toplanmış bulunmaktayız.
Sevgili dostlarım bugün ülke olarak tarihimizin belki de en karanlık döneminden geçiyoruz. 15 Temmuz darbe girişimini “Allahın bir lütfu” olarak nitelendiren AKP ve Saray rejimi adeta faşist bir rejimi inşa etmek için saldırılarına her gün bir yenisini ekliyor. Son olarak pazar gecesi yayımlanan iki KHK, 17 aydır sürdürülen OHAL hukuksuzluğunun ülkede demokrasi, adalet, eşitlik, özgürlük, insanca bir yaşam isteyen milyonları hedef aldığını, bu kesimlere yönelik adeta bir düşman hukuku oluşturduğunu tüm açıklığı ile ortaya koymaktadır.
Bilindiği üzere 15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasında tüm toplumun ve parlamentoda yer alan, almayan tüm siyasi partilerin darbe karşıtı tutumu belirleyici olmuştur. Toplumda ve parlamentoda yaşanan bu geniş birlikteliğe rağmen AKP hükümeti 20 Temmuz’da Olağanüstü Hal ilan etmeyi tercih etmiştir. İlan edildiğinde ‘üç aylık süreye gerek yok, bir iki ay içinde kaldırırız” denilen OHAL bugüne kadar tam beş kez uzatılmıştır fakat darbe girişiminin siyasal ayağına ilişkin tek bir adım dahi atılmamıştır. Bunun yerine OHAL siyasal iktidar ve Saray’ın elinde tek adam yönetimi’nin önündeki engelleri temizleme silahına dönüşmüştür.
17 aydır süren OHAL düzeninde Meclis devre dışı bırakılıp yasama işlevsizleştirilmiş, yürütme tek adamda toplanmış, yargı tamamen siyasi iktidarın önceliklerine ve gündemine uygun kararlar alır hale getirilmiştir. Türkiye yoksulluk, yasaklar, yolsuzluk ile birlikte anılan bir ülkeye dönüştürülmüştür. Yine Türkiye Cumhuriyetinin ve toplumsal yaşamın zaten sorumlu olan laik kimliği ve karakteri aşındırılmış , adete siyasal islamın kuşutması altına sokulmuştur. AKP-Saray rejimi artık OHAL dışında bir seçenekten yoksundur OHAL tam da bu nedenle sürekli hale getirilmek istenmektedir. Baskı ve zora dayalı bir sistemi ilelebet ayakta tutamayacaklarını bilmelerine rağmen içine düştükleri yönetememe krizinden çıkmak için çareyi daha fazla baskı uygulamak ve otoriterleşmekte bulmaktadırlar.
Sevgili dostlar Basınımızın Değerli Temsilcileri
Yeni KHK’ler ile sadece ihraçlar yaşanmamış, siyasi mahkûmlara tek tip elbise zorunluluğundan, “15 Temmuz darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğinde eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden,” sivillere hukuki, idari, mali ve cezai muafiyet getirilmesine, Danıştay ve Yargıtay üyelerinin sayısının artırılmasından, Milli Savunma Bakanlığına açıktan memur atamasına, Savunma Sanayi Müsteşarlığının Cumhurbaşkanına bağlanıp burada sınavsız personel istihdam edilmesinden Şeker Kurumu’nun kapatılmasına kadar onlarca hukuksuz düzenlemeye daha imza atılmıştır.
AKP iktidarı , 696 sayılı KHK ile iktidarına biat etmeyen tüm kesimleri hedef alan politikasına faşist rejimleri aratmayacak düzenlemeler eklemiştir.
Bunlardan en öne çıkanı “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında hukuki, idari, mali ve cezai muafiyet getiren Madde 121’deki düzenlemedir.
Söz konusu düzenleme ile darbe girişimi ile masum askerleri, askeri öğrencileri hedef alan, linç boyutuna varan saldırılarda yer alanlara cezai muafiyet getirilmektedir. Öte yandan düzenlemede yer alan “bunların devamındaki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler” ibaresi ile kasıtlı olarak tam bir belirsizlik ve kaos ortamı yaratılmıştır.
AKP iktidarına yönelik her eylemin hatta eleştirinin darbe ve terör torbasına konulduğu, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’nın dahi İçişleri Bakanı tarafından açıkça tehdit edildiği bir ortamda AKP-Saray rejimine muhalif her türlü eylem, etkinlik ve eleştirinin devam niteliğinde sayılabileceği, silahlandırılan paramiliter yapıların muhaliflere saldırmasının önünün açıldığı ve üstelik bu saldırılar için tam bir cezasızlık getirileceği açıktır.
Bu düzenleme açıkça yandaşlarına, paramiliter çetelere ceza korkusu olmadan “suç işleyin” demektir. Ortada ne Anayasa ne yasa vardır! Ortada bir dava değil, bir suç örgütüne dönüşmüş olanların “cezasızlık” güvencesi vererek yandaşlarını cesaretlendirme çabası vardır. Ortada serbest bir seçimle sandığa yaslanarak tek adam düzenini ilan edemeyeceğini anlayan saray ve AKP iktidarının korkusu vardır.
Evet, korkuya kapılması gereken bu ülkenin çoğunluğunu karşısına almış olanlardır. Bu memlekette istediği gibi at oynatacağını zannedenler bilmelidir ki bu memleket sahipsiz, Türkiye halkları savunmasız değildir.
Saygı değer basın emekçileri sevgili dostlar
Atılan tüm bu adımlar saray ve AKP rejiminin kaybettiğinin göstergesidir. Ayakta durmak için adeta iç savaşı çağrıştıran kutuplaşmayı gündeme alması bunun göstergesidir. Ancak tarihte hiçbir iktidar toplumu bu denli parçalayarak, ülkeye iç savaşa sürükleyerek kazanamamıştır. Saray ve AKP iktidarı da kazanamayacaktır. Halkın birleşik mücadelesi ile sarayın tüm hamlelerini boşa çıkaracak ve Türkiye’nin demokratik geleceğini de birlikte kuracağız.
Bilinmelidir ki tarihimiz faşizme karşı mücadelenin tarihidir! Özgürlük, insanca yaşam, demokrasi mücadelesine, birlikte yaşama iradesine yönelen her tür saldırıya karşı meşru müdafaa haktır. Bu ülkenin devrimcileri, demokratları, yurtseverleri tek adam rejimine hayır diyen milyonlar bu memleketi çetelere bırakmayacaktır.
Ayrıca, aynı KHK’da yer alan ve tutuklu ve hükümlülere tek tip elbise dayatması insanlık onuruna aykırıdır, işkencedir. Türkiyenin Guantanamo’ya çevirmesine izin vermeyeceğiz
İktidarın bu adımlarına karşı Demokrat, ilerici, yurtsever ve emekçi halkımızı birleşmeye, birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. OHAL-KHK düzenine son verelim, saray-AKP nin hukuksuz rejimine karşı direnişi büyütelim. Ülkemizde eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, emeğin ve barışın mücadelesini yükseltelim. Demokrasi, Laik, sosyal Hukuk devletini ve tam demokrasiyi birlikte kuralım.
Bu ülke de ve dışarıda yaşayan tüm onurlu insanlarımız Akp rejimine karşı asla diz çökmeyecektir. Umudu yükseltecek, mücadelemizi sürdürecek ve Onurlu geleceğimizi hep birlikte sahip çıkacağız. Cumhuriyetimizi ve Demokrasimizi yeniden kazanacağız.
Sayın Basın Emekçileri tüm bu nedenlerden dolayı bugün burada AKP iktidarına çağrıda bulunuyoruz. Derhal OHAL kaldırılsın, hukuksuz KHK’LAR geri çekilsin. Tam olarak demokratik Laik sosyal hukuk devleti düzenine geçilsin. Tüm kamuoyuna duyurulur. 28.12.2017
TRABZON
CHP-DSP-HAZİRAN HAREKETİ-HALKEVLERİ-ADD-ÇYDD-KESK-BİRLEŞİK KAMU İŞ
HABER : FATİH İSAK