Türkiye’de ilk covid-19 vakasının açıklanmasının üzerinden 1 yıl geçti.

     VİRÜS DEĞİL EŞİTSİZLİK ÖLDÜRDÜ

            Covid-19 herkes için eşit sonuçlar üretmedi. Hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğu dünyanın her yerinde emekçiler ve yoksullar oldu. Sağlıklı gıdaya ve barınma imkanlarına erişimi olmayan, teşhis ve tedavi süreçlerinden yararlanamayan milyonlarca emekçi ve yoksulun zayıf bedenleri bu virüse yenildi.

            EMEKÇİ HALK GÜVENCESİZ KALDI

            Özelleştirme ve kamusal hizmetlerin parayla alınır satılır hale gelmesinin sonuçları bu dönemde açıkça görüldü. Piyasalaşan sağlık hizmetleri hızla çöktü. İmkanı olanların özel hastanelerde tedavi olabildiği; bu imkanlara sahip olamayanların ise test, tedavi süreçlerine uzak kaldığı görüldü. Bu gerçekler kamusal hizmetlerin önemini bir kez daha ortaya çıkardı.

            KAYNAKLAR SERMAYEYE AKTARILDI EMEKÇİLER KİRİZLE BAŞBAŞA KALDI

            Pandemide geçen bir yılda kamunun kaynakları teşvik, borç iptali ve vergi indirimleriyle sermayeye aktarıldı. AKP ve MHP iktidarı; işçinin, köylünün, esnafın, öğrencinin artan sorunlarına hiçbir şekilde çözüm üretmedi. Yandaş müteahhitlerin borçlarını silen, patronlar türlü teşvikler veren iktidar konu köylüler olduğunda tarlalara el koymaktan, KYK borçları nedeniyle öğrencilerin evlerine haciz göndermekten, asgari ücretten vergi almaktan geri durmadı.

            EŞİTSİZ VE ADALETSİZ BU DÜZENİ DEĞİŞTİRELİM

            Pandemide ülkemizin 1 yılını emek, eğitim ve sağlıkta değerlendirdiğimizde görüleceği üzere bu düzenin çarkları emekçileri ezmek, sermayeyi ihya etmek için dönüyor. Bir ücretsiz maske dağıtımını dahi beceremeyen, tüm başarı hikayelerinin altında yeterli aşıya bile sahip olamayan her tür kayırmacılığın, hukuksuzluğun ve eşitsizliğin tavan yaptığı bu iktidarı ve bu düzeni değiştirmek için birlikte mücadele etmeliyiz. Bu ölüm düzeninden SOL bir çıkış yolunu birlikte örgütlemeliyiz.

            Pandemi sürecinde işsizlik ve yoksulluk yaygınlaştı.

            Yurttaşlar iş gücünün dışına itildi. TÜİK son yayınladığı istatistiğine göre işsizlik oranının %29.1 olduğu, son 1 yılda hizmetler sektöründe 472 bini erkek, 248 bini kadın toplam 728 bin kişi işini kaybetmiştir.

            Çalışan yoksulluğu kronikleşti. Yurttaşlar borç batağına sürüklendi. Sosyal korumanın yetersizliği nedeniyle her 10 kişinin 7 sinin borçlu olduğu görülüyor. En son rakamlara göre kredi kartı borçlarının 206 milyar liraya, ihtiyaç kredilerinin ise 386 milyar liraya ulaştığı görülüyor. Gelir dağılımı uçurumu derinleşti. Yoksullar açlığa mahkum ediliyor.

            PANDEMİ ÖNCESİ TÜRKİYE SAĞLIK SİSTEMİ

            2002 yılında iktidar olan AKP ile piyasacı sağlık sistemine geçiş süreci hızlanmıştır. Sağlıkta dönüşüm adı altında, kamusal sağlık hizmetlerine yatırım ve  kaynak aktarımı olabildiğince kısılmış, döner sermaye sistemi; 1.2. ve 3. Basamak sağlık sisteminin sürdürülmesinde önemli bir role büründürülmüştür. Özetle sağlıkta dönüşüm programı her ne kadar örgütlü mücadele ile uygulama süreci geciktirilse de büyük bir yol kat etmiştir. Kamusal olması gereken sağlık hizmetleri ticarileştirilmiştir. Bu süreçte hıfzıssıhha kurumu, şişli ilaç fabrikası kapatılmış, sağlık hak olmaktan çıkartılmıştır.

            PANDEMİ SÜRECİ BAŞARI ÖYKÜSÜ KOCA BİR YALAN

            Pandeminin başladığı günden bu güne veriler şeffaf olmamış, sağlık çalışanı örgütleri inatla sürece dahil edilmemiştir. T.T.B ve sağlıkla ilgili bütün kuruluşların talepleri ve önerileri dikkate alınmamıştır. Bugün dahi gelen 13 milyon aşıdan ne kadar 1. Doz aşı yapıldı, ne kadar 2. Doz aşı yapıldı bilmiyoruz. Oysa Sağlık Bakanı ve Bakanlık bürokrasisi mayıs ayına kadar 50 milyon aşı yapılacağını söylemişti. Aşılar nerde sormamız gerek. Laf çok aşı yok. Aşı nerde. Ancak ülke nüfusunun %2’sini aşılamışız. Tüm yurttaşların ödediği vergilerle satın alınan aşının fiyatı ve miktarı ise net olarak açıklanmamaktadır.

            SAĞLIK ÇALIŞANLARI

            Bu süreçte bir miktar başarı varsa bu iktidarın doğru sağlık politikaları değil, sağlık emekçilerinin öz verili çalışmalarındandır. Kendi hayatlarını riske ederek bizlerin hayatını kurtarmak için uğraşırken kaybettiğimiz sağlık çalışanlarını minnetle, sevgiyle ve saygıyla anıyoruz. Tüm zorluklara rağmen  görevini sürdüren sağlık emekçilerine kolaylıklar diliyoruz.

            SAĞLIK TEPEDEN TIRNAĞA KAMULAŞTIRILMALIDIR

            Pandemiyle yaşadığımız bu 1 yıl bize göstermiştir ’ki sağlık ve eğitim başta olmak üzere talan edilen kamu varlıkları amasız, fakatsız derhal kamulaştırılmalıdır. Sağlık ve Eğitim parasız hale getirilmelidir.

            En kısa sürede güvenilir ve nitelikli aşı temini ve aşılama yapılmalıdır.

            Bilimin yol göstericiliğinde salgın şeffaf bir şekilde yönetilmelidir.

            Halkın pandemi nedeniyle uğradığı mağduriyetlerinin giderilmesi ve ekonomik olarak desteklenmesi sağlanmalıdır.

            Sağlık hizmetlerine ulaşımın önündeki kamu özel ayrımı olmaksızın para başta olmak üzere tüm engellerin kaldırılması.

            Sağlıkta dönüşüm programı yerine halkçı-kamucu bir sağlık programı hedefi için çaba harcanmalıdır.

                                                                                             SOL Parti Trabzon İl Başkanı

                                                                                                          Bilal AKCELEP

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber