KORKU, bizleri hayatta tutan, doğuştan gelen, hayvanlarda olduğu gibi insanlarda da olan temel bir duygudur, donanımdır.

Bizi hayatta tutan o duyguyla korkuları hepimiz hayatımızda yaşıyoruz.
Korkularımız aynen deniz dalgaları gibi gelip geçicidir bazen çok kısa, bazen çok uzun, bazen normal bir şekilde olabiliyor.

Bizler neden korkuyoruz hiç düşündünüz mü? Çünkü bizim korkularımızın arkalarında kocaman bir belirsizlikler yani bilinmeyenlerden korkmak gibi düşünceler vardır.
Bunlar en çokta gelecekten duyduğumuz endişeler, kaygılar, ölüm korkusu da bizlere korku yaratabiliyor.
Bunları kısacası bilinçaltımızda oluşan görsel ifadeler olarak da tanımlayabiliriz. Korku aslında soyut bir kavramdır. zihnimizden gelen somut kavramları
bilinç dışı gelen soyut kavramları olarak ikiye ayrılıyor. Bizler bunları devamlı olarak dengede tutmak zorundayız.

Bunları dengede tutmayı başarabildiğimiz zaman, hayatımızı tamamen kontrol altına almış oluyoruz.
Hepimizin çok farklı korkuları vardır.

Bazı korkularımız genetik olabilir Aslında korkularımızın genetik olmasının yani sıra Yaşamımızın bir parçası olduğunu da söyleyebiliriz. Örneğin sokağın başında bir köpeğin bizlere doğru geldiğini gördüğümüz zaman korkup kaçmaya başlıyoruz. Çünkü köpeğin bizi ısıracağını düşünüyoruz, bu nedenle köpek de bizi kovalamaya başlıyor bu gerçek hayatta çoğumuzun başına gelmiştir. Oysa biz korkmak yerine, bize doğru gelen köpeğe sevgi ile yaklaşmış olsak belki de bu korkumuzu yenmiş olurduk. bazılarımız örümcekten korkuyoruz. Oysa örümcek ile ilgili korkumuz hep zihnimizin altında gerçekleşmiştir zehirlidir, sokarsa bizi öldürür bunları böyle düşünmeyip örümcekten korkmamış olsak çok daha mutlu olarak hayatımıza devam etmiş olurduk. bazılarımız ise çok güzel ballarını yediğimiz Arılardan korkuyoruz. Çünkü Arı sokmasına karşı hayatını kaybetme sebebi olduğunu bildiğimiz için korkuyoruz. korkuların başa gelmesi adeta bir felaket gibidir. Kimi insan kapalı mekan veya uçak fobisi olabiliyor. Örneğin başarısızlık korkusu, kaybetme korkusu, tüm bu korkular, öylesine güçlüdür ki, hayatımızın fırsatı ayağımıza gelse bile korkular sebebiyle fırsatları kaçırabiliriz. . Aslında kuşkusuz korku ve kaygılarımızın en büyük kaynağı olumsuz deneyimlerimiz dir. Yeri geliyor hepimiz kaçırdığımız fırsatlara üzülüyoruz su an sahip olduğumuz duruma şükredeceğimize, öyle yapsaydım, acaba bugün daha iyi bir yerde olur muyum gibi, Keşkelere takılmak yerine geçmişle barışık yaşamak, bizlere her zaman huzurlu yaşamaya davet çıkarmış olacaktır. Yürürken yolda düşmekten korkarız, en masum hayvanlardan korkarız, hem de onlar bizim için, daha çok bizden koymuyorken.
para kaybetmekten korkuyoruz Oysaki parayı yanında götürmeyeceğimizi bildiğimiz halde kendimizi mutsuz ediyoruz.

Korku içinde yaşayan asla hür değildir.
Gittiğin yolda inanırsan attığın adımlardan korkmayacaksın. Korku mantıktan daha kuvvetlidir korkarak yaşarsan hayatı sadece pencereden seyredersin.,Oysa cesaretli Korkusuz yaşarsak çok şeyler başarabiliriz. Aslında korktuğumuz şey korkunun kendisidir. korku karanlık tarafa giden yoldur. korku öfkeyle nefrete, nefret ise, acıya yol açar.

Korkularımız ve şüphelerimiz bizlere hiçbir işi başarmaya yardım etmez korkularımız kimi zaman ayaklarımıza kanat takar, kimi zaman da ayaklarımızı Çiviler. O yüzden korkunun ecele faydası yoktur. Hayat yaşama cesareti olanları sever. Korkmayalım. Korkularımızı yenelim, ki mutluluğun yolunu bulalım.
Herkese korkusuz cesaret dolu günler diliyorum sevgiler güzel Dostlara..

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber