
Soyadlar üzerinden algı yürütmeye çalışmak, bırakın siyasetçiliği, bir tıp doktorunun meslek etiğiyle dahi asla örtüşmez. Atamayla siyasetin ortasına düşenlerin yaptığı ergen benzetmeleri, zayıf siyasi karakterin ve yetersizliğin tezahürüdür.
Sayın Hisoğlu ve çevresi bilmelidir ki; iftira, algı ve kurgu üzerinden yürütülen operasyonların, vaktiyle devleti teslim ettikleri, kurumları parsel parsel sattıkları FETÖ’nün yargı eliyle sürdürdüğü Ergenekon kumpas sürecinden hiçbir farkı yoktur. O dönem Genelkurmay Başkanı’nın bile “terör örgütü lideri” iftirasıyla tutuklandığı düzenin nasıl çöktüğüne tanık olduysak, bugün oynadığınız oyunların da çöküşüne hep birlikte tanık olacağız.
Melih Gökçek’ten Kadir Topbaş’a, Recep Altepe’den Ahmet Edip Uğur’a kadar birçok belediye başkanınız yargıya bile intikal etmeden görevlerinden hangi gerekçelerle istifa ettirildi, unuttuysanız biz hatırlatalım. Bu listenin ucu oldukça açık ve uzun…
Pandemi döneminde bakanınızın kendi bakanlığını nasıl dolandırdığını, damadınız Berat Albayrak’ın “at izi, it izine karıştı” diyerek 128 milyar doları nasıl buharlaştırdığını da mı unuttunuz?
Yolsuzluk konusunda, bu ülkede en son konuşması gereken sizlersiniz.
Eğer bu kadar iddialıysanız, buyurun mahkeme süreçleri canlı yayınlansın. Sayın Ekrem İmamoğlu da bu çağrıyı defalarca yaptı. Halk önünde, açık ve şeffaf bir yargılamayla kim haklı, kim haksız herkes görsün. Milletimiz karar versin.
Ayrıca sizden önceki ilçe başkanınız da sık sık terör söylemleriyle gündeme gelmişti. Sonra onu aynı masada, can ciğer kuzu sarması pozlarında gördük. Siz de dikkat edin Sayın Hisoğlu, tarihin sizi nereye yazacağı, bu tavırlarınızla şimdiden belli oluyor.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.