
Atan, Altaylı’nın ifadelerinin eleştiri sınırları içinde kaldığını belirterek, yaşanan sürecin Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik sistematik baskının yeni bir örneği olduğunu söyledi.
Fatih Altaylı’nın gözaltına alınmasının hukuki değil, siyasi bir karar olduğunu dile getiren Atan, “Altaylı’nın sözleri eleştiri sınırları içinde yer almakta olup, hukuki açıdan tehdit unsuru taşımamaktadır. Ancak ne yazık ki ülkemizde basın özgürlüğü ciddi bir tehdit altındadır. Gazetecilerin susturulması, halkın haber alma hakkının engellenmesi demektir. Bu durum sadece basın emekçilerini değil, doğrudan tüm toplumu ilgilendirmektedir.” dedi.
Yusuf Orhan Atan, özellikle son yıllarda gazetecilere yönelik gözaltılar, soruşturmalar ve cezaların sıradanlaştığını, bunun da ifade özgürlüğü açısından büyük bir tehlike yarattığını vurguladı. “Türkiye’de baskıların her geçen gün arttığını üzülerek görüyoruz. İktidarın hoşuna gitmeyen her eleştiriyi ‘tehdit’, her muhalif sesi ‘suç’ gibi göstermek isteyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Bugün bir gazeteciye uygulanan bu baskı, yarın tüm topluma uygulanacak bir susturma politikasıdır. Bu gidişata dur demek hepimizin sorumluluğudur.” şeklinde konuştu.