Trabzonspor’un transfer politikasını eleştirmeyenimiz yoktur!
Bir tek şampiyon olduğumuz sezonun kamp programı başlamadan önce, bütün transferler bitirilerek kampa yetiştirilmiş ve bu, bütün spor kamoyu tarafından da takdirle karşılanmıştı.
Özellikle son iki sezondur Trabzonspor’un, kurak toprağın suya ihtiyacı olduğu gibi ihtiyacı olan sekiz numara oyuncuyu bir türlü transfer edememesi oldukça eleştirilere yol açtı ve halen de açmaktadır.
Bu iki sezon içerisinde, bu sezon dahil, onlarca yani bir çok oyuncu transfer edilmiş ama, istenilen ve takıma ilaç olacağı düşünülen oyuncu maalesef bir türlü transfer edilememiştir.
Şu anda Trabzonspor’un yaptığı yeni transferlerle iyi yolda gittiğini gözlemlemekteyiz! Fakat, son dokunuş olarak istenilen ve arzuyla beklenen lider oyuncunun henüz takıma katılamamış olması, bir çok emeği heba edeceği gibi, Eyvah Eyvah çok yazık oldu da dedirtecek gibi duruyor.
Teknik direktörümüz Fatih Tekke ve başkan Ertuğrul Doğan’ın yaptığı açıklamalar, bu yönde oldukça çaba harcadıkları ve ultra gayret sarf ettikleri ancak, lider olabilecek hangi oyuncuyla ilgilensek mutlaka bir sorunla karşılaştıkları mazeretini öne sürmektedirler.
Bazı oyuncuların Trabzon’a gelmek istemediklerini,
bazı oyuncuları maaş konusunda ikna edemediklerini,
bazı oyuncuların ailevi sebeplerini öne sürerek, çocuklarının eğitimi ile alakalı endişeleri olduklarını,
bazı oyuncuların Trabzon’daki sosyal faaliyet ve sosyal aktivite alanlarının kısıtlı olduğunu
ve buna benzer sorunların öne sürülerek, Trabzonspor’un tekliflerinin kabul görmediğini, buna mukabil kaliteli ve yıldız sayılabilecek oyuncuların transferinin kendi adımıza zor olduğunu, hatta olamadığını mazeret olarak sıkça duymaktayız.
Ben Hüseyin Değirmenci olarak bu mazeretlerin hiçbirini kabul etmiyorum.
Neden?
Trabzonspor’un tarihinde bir çok yıldız oyuncunun olduğunu bilmekteyiz!
Geçmişe baktığımızda, Avrupa’nın elit liglerinde ve büyük takımlarında oynamış çok büyük yıldız oyuncuların Trabzon’a geldiği dönemleri gördük ve yaşadık.
Bu yıldız oyuncuların isimleri camiamız tarafından çok iyi bilinmektedir.
Eskiden bu yıldız oyuncuların Trabzonspor’a transfer olduğu dönemde, Trabzon şehrimizin sosyal faaliyet ve aktivite alanlarının bugünkünden daha iyi olduğunu söyleyemeyiz, yani daha kötüydü, demek ki bugünkü naz yapan oyuncuların o dönemlerde Trabzon’a transfer olması imkansız mıydı yani!
Hayır bunu söylemek, tabiki koca bir yalandır.
Bana göre burada yönetici farkı ortaya çıkmaktadır.
Bir yönetici ne kadar yıldız olursa olsun bir oyuncuyu ikna edip, bugünkü şartlarda Trabzon’a getiremiyorsa orada bir eksiklik vardır diye düşünüyorum.
Bu eksikliğin de kesinlikle yönetici meziyeti ve kabiliyeti ile alakalı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Burada geçmişten bir örnekle, yöneticiliğin ne demek ve nasıl olduğunu, anlayabilene anlatmak isterim.
Geçmişte Trabzonsporumuz da Asbaşkanlık yapmış, merhum Kenan İskender’in yaptıkları bazı transferlerle alakalı oyuncuların nasıl ikna edildiğini anlattıkları, bir kıssayı anlatmak istiyorum!
Yıldız oyuncular naz yapabilir, şehrini, şehrin sosyal yaşantısını, sosyal alan azlığını ya da yokluğunu, çocuklarının eğitimi ile alakalı endişelerini dile getirerek sizin yaptığınız transfer teklifini nazikçe geri çevirebilirler!
Ancak burada transferinin olmasını arzu ettiğimiz oyuncuların aileleriyle muhatap olmak, onlara şehrimizi anlatmak, kendilerine bazı hediyeler takdim etmek, eşinin koluna bir Trabzon hasırı takmak, naçizane davranışlardan olduğundan, hanımlarını memnun ederek ikna ettiğimiz oyuncular olmuştur.
Derdi Sevgili Kenan İskender!
Şimdi bu kıssaya bakarak, burada yönetici meziyetinin ortaya çıktığını açıkça görebiliyoruz.
Bu da gösteriyor ki, bugünkü yönetimlerde, bu denli girişim ya da faaliyet içerisine girmeyi beceremeyen, ya da kendine zül kabul eden yöneticiler tarafından yönetildiğimizdir!
Ne demek iki yıldır, orta alan için aradığımız, istediğimiz oyuncuyu bulup Trabzonspor’a kazandıramamak?
Kimse kusura bakmasın, bu net olarak yönetici beceriksizliğidir.
Yıldız oyuncuyu,
Trabzon’a gelmeye ikna edemiyoruz demeleri de, tabiki büyük bir yalandır.
(TRABZON CADDE 61’İ BEKLİYOR)




