TRABZON MİLLİ GÖRÜŞ KURULUŞLARI (MİLKO)

İkinci Dünya Savaşının ardından geçen 73 yıla rağmen yeryüzünde barış ve adalet tesis edilememiştir. Başta ABD olmak üzere teknolojik bakımdan güçlü olan ve çıkarlarını her türlü kutsalın üzerinde tutan ülkeler, zayıf bırakılmış ülkeleri ve halkları ezmeye devam etmektedir.

Emperyalizm, işgallerle, iç savaşlarla, şiddet ve korkuyla, zayıf bırakılmış ülkeler ve halklar üzerindeki baskı ve tahakkümlerini sürdürmektedir.

Çin, 1949’dan bu zamana kontrolü altında bulundurduğu Doğu Türkistan’da Müslümanlara her türlü baskıyı uygulamaktadır.

Mevcut dünya düzeninde İslam ülkeleri ve Müslüman halklar, ya ABD, İngiltere, İsrail safında yer almaya ya da Rusya-Çin ikilisinden birine sığınmaya zorlanmaktadırlar.

Bağımsızlığını ilan etmiş birçok İslam ülkesinde ABD üsleri ve askerleri bulunmakta, bu ülkelerin asker ya da sivil yöneticileri de maalesef tüm icraatlarını ABD vesayeti altında yürütmektedirler.

Görünürde bağımsız İslam ülkeleri, ne yazık ki gerçekte ekonomik, teknolojik ve askeri alanlarda küresel güçlere bağımlıdırlar.

İslam ülkelerinin küresel güçlere bağımlı oluşları ya da küresel güçler arasında denge politikaları izlemek zorunda kalışları, haksızlıklar karşısında ya göstermelik tepki vermelerine ya da susmalarına yol açmaktadır.

Yetmiş yıldır Çin kontrolü altında bulunan ve Türkiye’nin iki buçuk katı büyüklükte yüzölçümüne sahip olan Doğu Türkistan’da da Müslümanların durumu içler acısıdır.

Doğu Türkistan’da yaşayan kardeşlerimizin birçok temel haktan mahrum bırakıldığına, inanç ve düşünce özgürlüklerinin kısıtlandığına, toplama kamplarında tecrit edilmiş bir yaşama zorlandığına, psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kaldıklarına dair haberler canımızı yakmaktadır.

Çin, Müslüman Doğu Türkistan halkının ve Çinli Müslümanların haklı taleplerini susturmak, örtbas etmek ve bu halkların dış dünyayla irtibatlarını kesmek yerine farklı kimliklerin temel hak ve özgürlüklerini yaşayabilecekleri bir zemin oluşturmanın gereklerini yerine getirmelidir.Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin Müslüman Doğu Türkistan’ın haklı talepleri doğrultusunda Çin’e karşı birlikte hareket etmeleri ve her platformda bu konuyu dile getirmeleri Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin seslerine ses katacaktır.

Doğu Türkistan’da sıkıntılar yaşanırken işgal altındaki Filistin topraklarında da İsrail, Müslümanlara zulmetmeye devam etmektedir.

İslam coğrafyasındaki parçalanmışlık mutlaka giderilmelidir.

Irkçılık ve mezhepçilik yapılarak bir yol alınamayacağı ortadadır.

Yeryüzünde huzur ve barış isteniyorsa, tüm mazlumların ve tüm mazlum coğrafyaların kurtuluşu isteniyorsa, mutlaka ama mutlaka tüm İslam Ülkeleri, ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ve İsrail güdümünden uzak politikalar üretmek zorundadır.

İslam ülkeleri ve Müslüman topluluklar, hem İslam coğrafyasında hem de tüm dünyada barış ve huzurun Türkiye, İran ve Mısır’ın birlikte hareket edebilecekleri bir zeminin oluşmasından geçtiğini görmelidirler.

Kuklalara karşı hamasete dayalı söylemler geliştirip kuklacılara teslim olunarak gidilen yolda duvara toslamak kaçınılmazdır.

Biz dünyada hak ve adalet ekseninde tüm farklılıklarımızla birlikte barış içerisinde yaşamak istiyoruz.

ABD ile stratejik ortaklık hiçbir İslam ülkesine fayda getirmez.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber