Prof.Dr.Mustafa Özdemir
Bu konuda amacımızı derinlemesine anlatabilmek için gerekli tanımları yapmak en doğrusudur.  Liyakati ve zekâyı öncelikle ele alalım:
LİYAKAT: Kaliteli, övgüye layık ve ele aldığı işi üstün nitelikte yapma yeteneğine liyakat denir
ZEKÂ: Pratik olarak ve deneyimlerden yararlanarak sorunları çözme ve yeni durumlara uyum sağlama becerisidir.
IQ: zeka katsayısı.
Tanımlardan görüldüğü gibi içerikler çok benziyor. Ancak tanımların hitap ettiği olgu yönleri farklıdır. Liyakat bütün dünyada uyulması istenen bir güçtür. Ancak buna uyma konusunda akıl almaz boyutta sorunlar vardır. Bu konuda en kesin ve en değerli tebliğ Allah’ın Resulüne vahiy olarak gelmiştir. İster bu ayetten haberdar olsunlar isterse olmasınlar tüm uygarlıkların temeli Nisa Suresi 58.Ayete dayanır. İfadesi Türkçe olarak şöyledir: ”Allah, emanetleri ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında ki anlaşmazlıklar hakkında karar vereceğiniz zaman adalete riayet etmenizi emreder.”  İşte farz olan bu ayete uyanlar gelişir zenginleşir, çağın üzerine çıkar. Buna göre yönetilen ülkeler kısa zamanda ilerler, gelişir; uymayanlar ise çok gerilerde kalır. Bu nedenle uygarlığın temeli bu ayettir, diyoruz. Müslümanlar Kur’ana inandıklarını iddia etmelerine rağmen bu ayetin hükümlerini gerçekte kabul etmezler. Tam tersini uygularlar. Oysa bu ayete uymak fazdır. Tekrar tekrar uymayanlar bu ayeti yok saydıklarını kabul etmiş olurlar ve küfre gidebilirler.
Bu ayetin nazil olması ile ilgili hikâye ve Allah’ın buna karşı yukarıdaki ayeti göndermesi muhteşem bir derstir. Olay şöyle olmuştur. Efendimiz Mekke’yi fethettikten sonra şehrin yönetiminde bazı düzenlemeler yapmıştır. Amcası Abbas zaten Kâbe’nin bazı işleri ile görevliydi. Temizlik ve pek çok düzenleme de Osman bin Talha tarafından yürütülüyordu. Ancak Osman henüz müşrikti. Abbas Kâbe’nin anahtarlarını Osman’dan almıştı. Efendimiz Osman’ın bu işi çok iyi yaptığını da biliyordu. İşte o zaman Nisa 58 geldi. Tüm insanlığın temeli olan bu ayet, ya da onun anlamı bütün dünyayı değiştirdi. Ama İslam Ülkeleri adı verilen ülkeleri değiştiremedi.
İslam dini bu temel ilkeye sahipken diğer öğretiler de doğdukları toplumlarda benzer ilkelere ulaşmıştır. Hatta bu ilkeleri uygulayarak bu günkü zenginlik, gelişme ve ilerlemeyi elde etmişlerdir.
Elli yıl kadar önceleri zekânın sabit ve kalıtımdan geldiğini, eğitimle değişmediğini yazan eğitim kitapları vardı. Artık bu gün o görüş terk edilmiştir. Deney yapma imkânı olmamakla birlikte 1930’lu yıllardan beri her yıl yapılan testler milletlerin ortalama zekâ katsayılarının yani IQ değerlerinin yükseldiğini göstermiştir. Batılı ülkeler IQ değerlerini 90’lardan 100 civarına çıkarmıştır. Asaya-Pasifik ülkelerinde Müslüman olan ülkeler dışında kalan Çin, Vietnam, Japonya, Singapur ve Güney Kore gibi ülkeler IQ değerlerini 105 civarına çıkarmışlardır. Müslüman ülkeler ise 90’lar civarındadır. Bu durum verilen eğitimin negatif stres içerdiğini gösterir.
ZEKÂYI GELİŞTİREN FİİLLER:
Eğitimin terki mümkün olmayan iki konusu vardır: Dil eğitimi ve matematik eğitimi. Bu iki alan seviyeye uygun olacak şekilde 2 yaşında başlamalıdır. Pedagoji kuralları dâhilinde dil ve matematik, insanların ilerideki başarılarının anahtarıdır. Diğer alanlar çok basit olarak yine pedagoji kuralları içinde verilmelidir. Teorik ve soyut konulara materyalsiz ve yaşa uygun olmayan biçimde yönelmek beyindeki snaps örgüsünü tahrip eder ve çocuklar geri zekâlı olmaya aday olurlar. Bunların arasında Türkiye’de din eğitiminin tamamen yanlış olarak verilmesi bizi IQ olarak 90’ın altında tutmaktadır. Dinimiz elbette öğretilmelidir. Ancak pedagojik kontrolle 8 yaşından sonra başlanmalıdır. Hafızlık eğitimi bunun dışında tutulabilse de pedagojik kontrol altında yapılması daha doğrudur. Pedagoji eğitimi, hatta çocuk pedagojisi eğitimi almayan rastgele kimseler okul öncesi eğitim için öğretmen olamazlar. Okul öncesi kademesi en önemli kademedir. İhmali ileriki eğitim kademelerine son derce kötü etki yapmaktadır.
Zeka konusunun ayrıntılarına inmek için Alman bilgini Gauss’un “Normal Dağılım Yasasını” ya da normal dağılımın algoritmasını incelemek gerekiyor. Bundan sonraki yazıda, karşılaştırmalı olarak insanlarımızı zekâ bakımından incelemeyi düşünüyorum.
 
 Prof dr Mustafa Özdemir

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber