"Bizim bir Geleceğimiz var" sloganıyla partisini tanıtan Davutoğlu, "Her türlü vesayetten arındırılmış demokratik bir Parlamenter Sistemi savunuyoruz" dedi.
AK Parti'den istifa eden Ahmet Davutoğlu'nun kuracağı yeni parti için İçişleri Bakanlığı'na başvuru yapılmıştı. Ankara Bilkent Otel'de basına açık toplantıda açıklamalarda bulunan Davutoğlu, partisini resmen ilan etti.
"YENİ ŞEYLER SÖYLEMEYE GELİYORUZ"
"İlk adımını samimiyetle attığımız bu yürüyüşün halkımız, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum" diyen Davutoğlu, "Korku atmosferine rağmen cesaretle omuz omuza vererek Cumhuriyetimizin 100. yılına hazırlandığımız bu dönemde bir araya geldik. 70 yıllık demokrasi tarihimizin sancıları içinden geçmiş 3 nesil olarak buradayız. Geçmişe ağıt yakmaya değil ortak gelecek inşa etmeye geliyoruz. Yeni şeyler söylemeye geliyoruz. Surat asmaya değil tebessüm etmeye geliyoruz. Gün, bizi ayrıştıran politikaları değil, bizi birleştiren ilkeleri konuşma günüdür" dedi.
KURUCULAR KURULU
Geleneğe saygılı, vatandaşlık hukuku ve milli egemenlik konusunda modern ve çağdaş küresel bir siyaset anlayışını benimsediklerini ve geleneğe saygılı özgürlükçülüğün de ana felsefeleri olduğu parti toplantısında ilan edildi.
150 kişinin yer alacağı Kurucular Kurulu'nda Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) eski Başkanı Yusuf Ziya Özcan, eski AK Parti milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Selçuk Özdağ, Karar Gazetesi eski yazarı ve Mavi Marmara yolcularından Hakan Albayrak, Belediye Başkanı Halil Kulak, Nihal Olçok, Bayram Zilan, İl Eminiyet eski Müdürü Mevlüt Demir, bir dönem Başbakanlık başdanışmanlığı da yapmış olan Etyen Mahçupyan gibi çeşitli alanlarda tanınmış simalar yer alacak. Öte yandan Romanların, Alevilerin, Kürtlerin, Çerkezlerin, Trakyalıların temsiline de önem verildiği belirtildi.
PARTİNİN LOGOSU
Partinin logosunda ise yeşil renkli çınar yaprağı yer alıyor. Parti logosunun anlamı, çınar yaprağı kadimliği, kadim kültüre ve köklere bağlılığı, ilkelerinde sağlam durmayı, geleneği tasvir ediyor.
Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde;
YENİ PARTİNİN İLKELERİ
Temel ilkemiz, geleneğe bağlı özgürlükçülüktür. Basında tekelleşmeye yönelmek Türkiye'nin zihni kapasitesini daraltmaktadır. Gazetecilerin keyfi yargılamalara maruz kalmadığı bir düzeni inşa edeceğiz. Etnik, dini ve mezhebi kimlik ayrımlarına dayalı yaklaşımlarına karşı toplumun her kesimini kapsayan siyasi anlayışın sözcüsüyüz.
Bütün kimliklerin kültürel miraslarını koruma ve geliştirmek haklarını temel insan hakları olarak görüyor ve desteklenmesini savunuyoruz. Ana dilin öğretilmesi toplumsal barış ve dayanışmamızı tahkim edecektir.
"TEMEL İLKEMİZ ÖZGÜRLÜKÇÜ LAİKLİK, ÇOĞULCU DİN ANLAYIŞIDIR"
Siyaset alanında herkes kendi imtihanını vermeli ama dini değerleri kimse imtihan sathına sokmamalıdır. Devlet, bütün dini, mezhebi anlayışlara aynı mesafede olmalıdır. Temel ilkemiz, özgürlükçü laiklik, çoğulcu din anlayışıdır. Siyasetin dini semboller üzerinden güç devşirmesinin önüne geçecek bir kurallar manzumesi oluşturulacaktır. Dini hiçbir yapının devlet içinde ayrıcalıklı konum edinmesine asla müsaade edilmeyecektir. Paralel yapılanmalara yönelinmesi engellenecektir. Özgürlüğü garanti edilmemiş insanın kendi onurunu yaşaması mümkün değildir.
Eğitimi insan devşirme alanı olarak değil, nitelikli insan yetiştirme alanı olarak görüyoruz. Çocukların en temel hakkı sevgi ve şefkat, gençlerin hakkı istihdam, yetişkinlerin temel hakkı onurlu yaşam hakkı, yaşlıların temel hakkı ise huzurlu çevre hakkıdır.
Özgün kavramları tüketen popülist hamasetten kesinlikle uzak duracağız. Varolan gerçeklik ile gelecek vizyonu arasında söylem eylem tutarlılığını sergileyeceğiz.
"NEFRET DİLİ ARAMIZDA BARINAMAZ"
Siyasi iletişim ilkemiz nezakettir. İnsan onuruna doğrudan saldırı niteliği taşıyan aşağılama, nefret dili aramızda barınamaz. Siyasi muhataplarımız bize karşı hangi dili kullanırlarsa kullansın bu temel ilkelerden asla vazgeçmeyeceğiz. Siyasi davranış ilkemiz ahlaki tutarlılık ve şeffaflıktır. Gördüğümüz gibi olup olduğumuz gibi görüneceğiz. Yolsuzlukların kökünden engellenmesi için kamu adına yapılan her türlü işlem kamu denetimine açık olmalıdır.
Kamu görevi yürütenlerin aile mensupları ne özel ayrıcalığa sahip olmalıdır ne de yıpratıcı eleştiriye muhatap olmalıdır. Siyasi ahlak, şeffaflık, siyasetin finansmanı, imar rantlarının vergilendirmeleri yasaları acilen çıkarılmalıdır.
Parti olarak lider kültü ve edilgen kadrolar anlayışına dayanan siyaseti reddediyoruz. Güçlü kadrolar, kolektif akıl ve dinamik kitle etkileşimini temel almaktadır partimiz.
"YARGI BAĞIMSIZLIĞI ESASTIR"
Yargı bağımsızlığı esastır. Bu bağımsızlık devlet içinde oluşabilecek örgütlenmelere karşı da korunacak ve jüristokrasinin de önüne geçilecektir. Hakimler ve savcılar kurulu, hakimler kurulu ve savcılar kurulu olarak ikiye ayrılacaktır.
TBMM'nin siyasal etkinliği mutlak olarak artırılacaktır. Yürütme erki de yasama ve yargı erki gibi anayasal denetime açılacaktır. Türkiye'nin en eski tartışmalarından birisi ülkemizin sivil bir anayasaya kavuşmasıdır.
"DEMOKRATİK BİR PARLAMENTER SİSTEMİ SAVUNUYORUZ"
2016 referandumu ile gelen Başkanlık Sistemi yürütmeye mümkün olduğunca fazla güç için inşa edildi. Karar alma süreçlerinde yaşanan daralma yönetimde ciddi bir güven sorunu yanında demokraside sert düşüşe sebep olmaktadır. Demokratik bir parlamenter sistemi savunuyoruz. Ancak bu darbe anayasasının doğurduğu değil, tam özgürlükçü bir parlamenter sistem olmalıdır.
"SİYASETİMİZİN VİCDANI DİN VE İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜDÜR"
Partimiz bu ortak akıl süreçlerinin öncüsü ve destekçisi olacaktır. Siyasetimizin vicdani ilkesi din ve inanç özgürlüğüdür. Kısıtlayıcı laiklik anlayışı da, dine siyasal düzen içinde işlevsel bir rol tanımlama çabası da, tek bir dini akımın siyasal düzeni antidemokratik yöntemlerle ele geçirerek din-siyaset ilişkisini belirleme iddiası da, küreselleşmeyle derinleşen varoluşsal sorunlar karşısında geçerliliğini yitirmiştir.
Siyaset alanında herkes kendi imtihanını vermeli ama dini değerleri bu imtihan sathına sokmamalıdır. Hak ve makam talepleri ibadet üzerinden değil adalet, ehliyet ve liyakat temellerine dayalı hukuk ve teamül üzerinden geçekleşir. Devlet, bütün dini/mezhebi/felsefi anlayışlara ve topluluklara aynı mesafede olmalı ve eşit yaklaşım göstermelidir. Bu çerçevede temel ilkemiz özgürlükçü laiklik ve çoğulcu din anlayışıdır.
EŞİT VATANDAŞLIK
Alevi yurttaşlarımızın inanç ve öğreti temelli taleplerine, geleneksel Mürşid, Pir ve Dede ocakları esas alınarak ve modern Alevi örgütlerinin talepleri göz önünde bulundurularak, eşit yurttaşlık hakkı ve demokratik uzlaşı temelinde çözüm bulunacaktır. Gayrimüslim vatandaşlarımızın talep ve sorunları, eşit vatandaşlık ve din ve vicdan özgürlüğü ilkeleri temelinde çözülecektir. Hangi görüş ve ideolojiye mensubiyet söz konusu olursa olsun, siyasetin dini semboller ve hassasiyetler üzerinden güç devşirmesinin önüne geçecek bir kurallar ve teamüller manzumesi oluşturulacaktır. Dini ya da seküler hiçbir yapının devlet içinde ayrıcalıklı bir konum elde etmesine müsaade edilmeyecektir.
Toplumun manevi olgunluğu için çaba göstermesi gereken dini/mezhebi referanslı yapıların, devletin rasyonel bürokratik mekanizmalarla işleyen yapısına müdahale ederek paralel yapılanmalara yönelmesi engellenecektir. Siyasetimizin meşruiyet temeli özgürlük-güvenlik dengesine dayalı kamu düzenidir. Özgürlüğü garanti edilmemiş insanın kendi onurunu koruması, güvenliği tehdit altında olan birinin kendi özgürlük alanını yaşaması mümkün değildir. Güvenlik adına özgürlüklerin kısıtlanmasının insan onurunu yok eden dikta rejimlerine, özgürlük adına güvenliğin ihmal edilmesinin ise kaosa ve iç çatışmalara yol açar.
"EN BÜYÜK VAZİFEMİZ..."
Kamu düzenini tehdit eden şiddet ve terör başta olmak üzere her türlü kaos girişimine karşı vatandaşlarımızın canını, malını, hak ve özgürlüklerini koruyacak bir güvenlik ve adalet mekanizmasının işlemesini sağlamanın en temel vazife olduğuna inanıyoruz.
Ülkemiz uzunca bir süredir terör tehditleriyle karşılaşmaktadır. Türkiye'nin hem yurt içinde hem de yurt dışında terörizmle güçlü bir mücadele yürütmesi bir zorunluluktur. Ancak Türkiye terörle mücadele konusunda her yönüyle eşsiz bir tecrübeye sahiptir. Bu çerçevede, terör ve terörle mücadele söylemi Türkiye'nin enerjisini tüketen, toplumsal uyumunu zedeleyen ve dış politika esnekliğini körelten bir tuzak olmaktan çıkarılmalıdır. Türkiye'nin bu husustaki acı tecrübelerinin ışığında, özgürlükleri korumayı ana vazife gören ve güvenlik açığı üretmeyen bir güvenlik anlayışının hâkim kılınmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
KURUCULAR KURULU'NDA KİMLER VAR? İŞTE TAM LİSTE