Günümüzde at izinin it izine karıştığı günleri yaşamaktayız. Dünyanın hızlıca bir uçuruma yuvarlandığı bu günlerde bazı kesimlerin farklı planlar peşinde koştuğu aşikardır. Bu plan açık seçik dünyayı ele geçirme hikayesi ve insanlığa hükmetme hikayesi adı altında insanları kukla gibi kullanmak istiyorlar.

Bizlere yapılan diktelerle yanlış hedeflere kilitlendik. Hayali ve akıl dışı hayaller bizlere kurdurarak ve akıl dışı düşman algılamaları ile asıl tehditlerin ölümcül sızmalarına geçit vermemizi sağladılar.

Hatta bazıları demokrasi adı altında halkın önüne konan sandığa atılacak oylarla demokrasinin işleyeceğini ve halkın tercihi ile iktidar olunacağını inandırmak istediler. Halbuki bu millete; seçilenler dayatıldı seçilmişlere dayatıldı. Seçilmişlere dayatılanları seçilmişler, millete dayattı. Sonunda ve nihayetinde millete dayatıldı. Millete dayatılanın en önemli kısmı geçmişten günümüze kimliğinden sıyrılması ve gerçekler karşısında susması ve susturulmasıydı. Bunu da başardıklarını sanmaktadırlar.

Seçilenler, dayatanların müsaade ettiği nispette icraata yönelmişler. Ötesine yönelmeleri halinde alaşağı edilmekten çekinmemişlerdir.

Oysa kimlik değiştirmekle tarihin değiştirilmeyeceğini bilmek gerekir. Kimliklerimizi değiştirip dokularımızı parçalayan, milli birlik ve beraberlik ruhunu yok etmeye çalışanların unuttukları bir şey vardır. Can çıkar huy çıkmaz. Türklerin de bir huyu var. Bu da hükmedilemez oldukları.

Bizler Edirne ile Iğdır arasına sıkışmış bir Türkiye değiliz. Bizlerin hidrandı geçmişten geldiğini bizlere unutturmak istiyorlardır. Ancak nafile. Bizler Hazarda, Doğu Türkistan’da, Arnavutluk’ta, Basra’da olan köke sahibiz, bunu yok edemezler. Yani dünyayı yıksalar da yenidünya düzeninde bizler yine yerimizi alırız.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber