Bülent Arınç ne yapmaya çalışıyor. Sayın Bahçeliye İnat-Kahvaltı ve Sayın Akşener

Bugünkü Yazımızı üç başlık altında yazmaya çalışacağız.

1-Bülent Arınç ne Yapmaya Çalışıyor.

Bizler, Bülent Arınc’ı 1990 yıllardan beri tanırız.

Kendisi Refah Partisi Manisa Milletvekili olarak görev yapmıştır.

Merhum Erbakan tarafından aday yapılmış seçilememiş. Daha sonra Belediye Başkan adayı yapılmış yine seçilememiş.

Daha sonraki seçimlerde seçime girmeyeceğini beyan etmesine rağmen Hocamız ısrarla aday olmasını istemiş ve 1995 seçimlerinde Refah Partisi çatısı altında Manisa Milletvekili olarak Mecliste görev yapmıştır.

Ak Parti daha henüz kurulmamış, ama kurulma çalışmaları yapılıyor herkes safını belli ederken, Trabzon’da vermiş olduğu bir konferansta, şöyle dediğini hiç unutmuyorum.

“Bizlerin Hocaya (Erbakan’a) bağlılığımız annenin çocuğuna bağlılığı gibidir. Anne çocuğunu döver ama o ısrarla annenin eteklerine yapışır.”

Hemen bu sözden sonra ilk istifa edip AK Partinin kurucuları arasına girmiştir.

Bu zamana kadarda önemli görevlerde yer almıştır. Siyasette her zaman günden olmayı becermiş.

Düşünceleri kendine has olan bir siyasetçi.

Üstüne saygılı gibi görünen ama kendi bildiğini yapan.

Zaman, zaman Kendi gücünü ortaya koyup karşı tarafı tehdit eden, her zaman ben buradayım ha! Unutmayın diyebilen, bunun sonucunda da siyasi hayatının bitmesine rağmen Cumhurbaşkanlığı istişare kurulunda kendine yer bulan bir şahsiyet.

Sanki Türkiye’nin 40 yıllık siyasetini bilmezmiş gibi durup dururken Demirtaş’ın şartlı salıverilmesi, Kavalının Şartlı salıverilmesi gibi abuk sabuk sözler söyleyen Arınc’a sormak lazım.

Tutuklular hakkında dava hala devam ederken, bir hukukçu olarak böyle bir açıklama yapmanız doğru mudur?

Diyarbakır’daki Annelerin günahı ne, henüz 14 yaşındaki Eren Bülbül’ün günahı ne, Yasin Börü ve bunun gibilerin günahı ne bunlardan kim sorumlu.

Babaları PKK tarafından şehit edilen askerimizin Polisimizin Güvenlik güçlerimizin, olaylarla uzaktan yakından ilgisi olmayıp da olayların arasında kalarak şehit olan vatandaşlarımızın sorumlusu kim.

Yetim büyüyen Asker, Polis çocuklarının sorumlusu kim.

Bu insanları Kin ve Nefrete iten Ülkeyi bölünme aşamasına getiren tutuklu olmasına rağmen rahat durmayan kim. HDPKK. Sözcüsü Demirtaş.

Demirtaş Apo’nun ikiz kardeşidir. Kim ona müsamaha ederse apoya müsamaha etmiş olur.

Apo’nun aklından geçen ona da malum olur. Bunlar birbirlerine bağlıdırlar.

Kalkıp Demirtaş’ı temize çıkarmak sana mı kalmış. İnanıyorum ki bunu HDPKK duyunca onlarda şaşırmışlardır.

Daha PKK lılarla resimleri henüz piyasadan silinmeyen Selahattin Demirtaş’ı savunmak neyin nesi.

Yok, kitabını okuyun. Eşinin çektiği zulüm nedir falan gibi.

Demirtaş’ın eşi öğretmen, geçenlerde istifa etmiş.

Peki, kaç gün görev yapmış bilemiyorum ama 774 gün rapor aldığını herkes biliyor.

Demirtaş’ın adına bu savunmayı gazeteci İsmail Saymaz yapsa şaşmam ama Sayın Cumhurbaşkanımızın değer verdiği bir şahsiyetin böyle bir açıklama yapması inanılır gibi değil.

2-Sayın Bahçeli, ye İnat

Yoksa Bülent Arınç Sayın Bahçeliye Karşı mı? böyle bir tavır aldı.

Bülent Arınç Şunu iyi bilmelidir ki; Sayın Bahçeli tam bir Devlet adamıdır.

Milliyetçidir. Devletçidir. Devletin bekası için canını bile verir.

Kendisi Cumhur ittifakından hiçbir talep de bulunmamış isminin verilmesi planlanan köprüye bile başka isimlerin verilmesini öneren gözü doymuş bir Genel Başkan.

Bugün HDPKK ya en büyük mücadeleyi veren Sayın Bahçeli’nin kendisidir.

Demirtaş Dosyası kabarık geçmişi karanlık olan bir Türkiye düşmanıdır. Gayesi bellidir.

Yoksa el altından pişman olduğunu Bülent Arınç’la paylaşmış ve böyle bir senaryo mu ortaya çıkmıştır.

Artık bunu bilemiyorum.

Ama bildiğim şey yaşı gelenlerin evlerine çekilip torunlarını sevmeleridir. Bu herkes için geçerlidir.

Vazgeçilmezler olabilir bunlar istisna. Bunları da iyi ayırt etmek lazım.

3-Kahvaltı ve Sayın Akşener

Allah aşkına oy uğruna şahsiyetinize, inancınıza aykırı şeyler yapmayın.

Ya!

Bir insan, annesinin, babasının, kardeşinin katili, kapaya çalınca (O çalmaz da) nasıl içeri davet eder yemek yedirir de gönderirsiniz.

Bunu ben anlamakta güçlük çekiyorum.

Peygamberimizin, amcası Hz Hamza’yı Bedir de Şehit eden, Vahşi, daha sonra Müslüman olur.

Vahşinin Müslüman olduğu haberi peygamberimize gidince O âlemlere sultan olarak gönderilen peygamber “bana görünmesin “ der.

Haşa biz kim oluyoruz. Lütfen gerçekçi olalım.

Geçen ki yazımda da belirtmiştim.

İYİ Parti iyi yolda giderse İyi Parti olur.

Anladığım o dur ki; Türkiye’de siyaset henüz ayaklarının üzerine basmamıştır.

Sağlıklı bir siyaset için Ülkenin ve Milletin çıkarlarının korunması şarttır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Barış 3 yıl önce

Hocam yazılarınızı takip etmekteyim. Bu yazınızın 2.kısmı soru işaretli. Hatırlatmakta faide var. Ahmet Türk'ün içeriden çıkma olayını. Vesselam.



Günebakış Trabzon Haber