Aslında böyle bir günden haberim olmadığını söyleyebilirim. Ancak bazı arkadaşlar sosyal medyadan hatırlatınca bu konu ile ilgili yazmak geldi içimden.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü,
Aslında böyle bir günün biz insanlar için ne ifade edildiği çok önem arz etmektedir.
Günümüze baktığımızda İnsanlığın ayaklar altında süründüğünü görmemek için kör olmak gerekir. Kör olsanız bile hissiyatınız sizi bu konuda rahatsız eder.
Akşam, Televizyonlarda Sudan ile ilgili haberleri izlerken resmen “kanım dondu” bu nasıl bir insanlık dışı bir olay bu nasıl bir vahşet, nasıl bir savaş hem neyin savaşı.
Günahsız insanların hunharca bir şekilde kurşuna dizilişini tüm dünya film izler gibi izliyor.
Sonuç dünyanın hâkimi olduğunu iddia edenlerin hiç sesi soluğu çıkmıyor.
Kadınlar yaşlı genç demeden kaçırılıp özel kamplara getirilip orada işkence altında tutuluyor. Tecavüze uğruyorlar.
Hadi burası için geri kalmış bir ülke diyebilirsiniz.
Peki ya diğer dünya ülkelerine ne demeli. Yıllardır devam eden Rusya Ukrayna savaşına ne demeli. Bu savaşı sonlandırma çalışmaları yapılıyor. Sonuç sıfır.
Aynı şekilde İsrail’in Gazze’ye uygulamış olduğu vahşet gözlerimizin önünde cereyan etmekte ve kimsenin bu duruma müdahale etmesine müsaade etmeyen ABD’nin uygulamış olduğu barış planı.
Hepsi kelimenin tam anlamıyla fiyasko. Oyalama taktiği.
Barış planının imzalanmasından sonra Gazze de her gün yine onlarca çocuğun kanı döküldü. Müdafaasız insanlar katledildi. Aç bırakıldılar.
İnsanlar gün geçmeden yer değiştirmek zorunda bırakılıyor. Kış şartları yaşamı daha da zorlaştıracaktır.
Bunun yanında Venezüella ve ABD arasında ki gerginlik. Keza Tayland ve Kamboçya arasında ki gerginlik.
Müslüman ülkelerin, birbirlerine karşı düşmanmış gibi davranmaları.
Birbirlerini çekememeleri. Ülkeler arasında ki gelir dağılımındaki eşitsizlik.
Kimliklerde dinin değil de ırkın ön planda tutulması, zengin olanların kendi dininden olana değil karşı dinden olana milyon dolarlar yardım etmesi veya o ülkelere yatırım yapması gibi sorunlar insanlık dışı bir yaşam olduğuna işaret etmektedir.
Oysa ki her ülke kendi bölgesi ile ilgili gelişmeleri takip etse zengin ülke fakir ülkeye yardım etse kapılar birbirlerine açılsa fena mı olur.
O zaman dünya insanlığından bahsedebilirsiniz. Ortada olmayan bir şeyden bahsetmek abesle iştigal olmaz mı?
İnsanlık çok değerli bir olgudur. Daha doğrusu insan olmak çok değerlidir. Çünkü Yüce Rabbimiz; hani şu haince, hunharca, vahşice öldürülen insanı dünyaya Halife olarak gönderdi.
Onu en güzel şekilde yarattı. Ona bütün sanatları öğretti. İyiyi de kötüyü de gösterdi.
Hayatını nasıl nizama intizama sokacağı hususunda Kitap gönderdi.
İnsanları uyarıcı Peygamberler gönderdi. Ayı, güneşi, yıldızları, Arşı, Kürsü, Semavatı her şeyi bu insanlar için yarattı. Hem de inanan inanmayanı ayırt etmeden.
Bütün bunları elinin tersiyle iten insanlar kendileri kendi düzenlerini kurmak için insanlığı öldürmeye çalışıyorlar.
Ama asla Muaffak olamayacaklar. Onun için diyorum ki, insanlığın yerlerde süründüğü bu günlerde Dünya insan hakları günü kutlamak neyin nesi be kardeşim.
Ve İnsanlık mutlaka bir gün kazanacak. O gün ne mübarek bir gündür.




