Rahmetli Ayetullah Humeyni tarafından 7 Ağustos 1979'da ilan edilen “Dünya Kudüs Günü” için tüm Müslüman ülkelerde ve Türkiye'de de her yıl etkinlikler düzenleniyor. 

             Her Ramazan ayının son Cuma günü olarak belirlenen bugün de, Kudüs ve Filistin’e yönelik Ziyonist İzrail mezalimi dile getirilmekte, kınanmakta ve ümmetin Kudüs ve Filistin’e sahip çıkması ve “DİRENİŞE” destek verilmesi yönünde çağrılar yapılmaktadır. 

             Bu sene de Ramazan’ın son Cuma’sı olan 28 Nisan’ı 29 Nisan Cuma gününe bağlayan gece bu etkinlikler yapılmış, Kudüs ve Filistin dava ve direnişine yönelik  biraz kısaltarak köşemize aldığımız aşağıdaki basın açıklaması yapılmıştır. 

              “Bugün günlerden Kudüs. 

                Rabbimize Kudüs özgürleşip, İzrail  uru Ortadoğu'dan silininceye kadar mücadelemize devam edeceğimize dair verdiğimiz sözü bir kez daha haykırmak için bir araya geldik.  

               Özgür Kudüs için, Filistin halkıyla dayanışma için, İslam ümmetinin izzeti için bugün Türkiye'nin ve dünyanın birçok yerinde Müslüman ve mazlum halklar bir kez daha ayağa kalkarak Ziyonist rejime ve onun doğal müttefiki BÜYÜK ŞEYTAN ABD’ne karşı verdikleri mücadelede kararlılıklarını yineliyorlar. 

              Hüzünlüyüz çünkü Kudüs ve Filistin toprakları her zamankinden daha zorlu bir imtihan veriyor. 

               İzrail ile normalleşme adı altında yürüyen, İslam ülkelerinin Ziyonizmin  önünde diz çökmesini hedefleyen süreç, terör devletinin küstahlığını arttırdı. 

                Sadece Ramazan ayında Filistin'de şu ana kadar 18 şehidimiz, yüzlerce yaralımız var. 

                6 Çocuk annesi olan görme engelli Gade Sebatin'in Batı Şeria’da  İzrail askerleri tarafından vurulma anına sosyal  basında hep birlikte şahitlik ettik ve kahrolduk. 

                Yahudilerin 15 Nisan "Hamursuz Bayramı bahanesiyle Mescid-i Aksa’nın bahçesinde kurban kesme pırovakasyonuna engel olmak için Filistinli Müslümanların büyük bir kalabalıkla başlattığı Aksa nöbetine Ziyonist askerlerin müdahalesi sonucu 450 kişi yaralandı200 kişi tutuklandı

                   Ziyonistlerin  Mescid-i Aksa'da nöbet tutan, namaz kılan Filistinli Müslümanlara dönük baskıları, saldırıları hali hazırda da hız kesmeden devam ediyor. 

                   Ziyonist canavarın daha da azgınlaşmasındaki temel nedenin İzrail  ile normalleşme adımları olduğuna   inanıyoruz. 

                   Ziyonist İzrail ile normalleşme demek, İzrail zulmüne sessiz kalmak ya da zulmü basit kınamalarla geçiştirmek, Filistin halkı  başta olmak üzere tüm Müslümanlara, tüm dünya mazlumlarına ihanet etmek demektir. 

                   Buradan iktidara sesleniyoruz

                  Doğu Akdeniz'de yeni bir açıIım ve Yahudi lobilerini tarafınıza çekerek, Amerika ve Avrupa ile yumuşama sürecine  girme şeklinde özetlenebilecek hedeflerinizin hiçbirine normalleşme ile ulaşamayacağınız gibi, Allan katında da bu günahın, bu vebalin hesabını asla veremezsiniz

                    İzrail kamuoyunun, İzrail basınının Türkiye'nin normalleşme aşkı ile dalga geçtiği gerçeğini görerek, söz konusu hedeflerin reel karşılıklarının olmadığı basiretini kuşanarak ve zalimlere meyletmenin sonucunda Filistin davasına vereceğiniz zararı hesap ederek bu büyük yanlıştan acilen geri dönülmelidir. 

                      Kudüs Günü'nü ihya ettiğimiz bugün hüzünlü olduğumuz kadar heyecan ve umutluyuz  

                      Çünkü artık görüyoruz ki, Filistin'de denklem değişiyor.  

                      Geçen sene Ramazan ayında Gazze'ye yönelik saldırılar karşısında gösterilen direniş, uzun menzilli füzelerle demir kubbe efsanesinin defalarca delinerek Tel Aviv’ in üst üste vurulması, Ziyonistlerin işgal ettikleri topraklərdə bundan böyle güven içinde yaşayamayacaklarını ortaya koydu. 

                 Çünkü artık görüyoruz ki, bütün baskılara rağmen, bütün şiddete rağmen, onca şehit ve yaralıya rağmen, Mescid-i Aksa’da onbinlerce kişi saf tutuyor, binlerce kişi nöbet tutuyor. Hiçbir yılgınlık alameti yok. Aksine direniş her geçen gün güç kazanıyor. 

                Çünkü artık görüyoruz ki, ABD, İzrail ve batılı müttefiklerine karşı Ortadoğu'nun direnç kaynağı olan Hamas'a, Islami Cihad'a ve Hizbullah'a verilen destek günden güne büyüyor.  

                 Dünyanın tüm mazlum halkları Filistin direnişine gıpta ile bakıyor. Her milletten, her dinden, her dilden, her coğrafyadan vicdanlı insanlar Filistin'in boyun eğmeyen duruşuna, vazgeçmeyen direnişine saygı duyuyor.   

                 Çünkü artık görüyoruz ki; Yüzyılın Anlaşması denilen ABD- İzrail  menşeli paçavra, direnişin kararlı iradesi sonucu yırtılıp, tarihin çöplüğüne atıldı. 

                  Filistin direnişinde moral üstünlüğünün Müslümanlara geçtiği bir dönemdeyiz. Bu üstünlüğü kalıcı bir çözüme doğru taşımalıyız. 

                   Artık her Müslüman kınamalarla çözümün gelmeyeceğini çok iyi biliyor.  Çözümün sadece ve sadece direnişle, silahlı mücadele ile sağlanacağının farkındadır.  

                   Artık sözün bittiği yerdeyiz. Barış ve müzakere gibi yalanlarla geçirecek vaktimiz yok. İzrail’in anlayacağı tek dil güçtür, silahlı mücadeledir. 

                  Önce teşhisi doğru koymamız gerekiyor. 

                  Filistin meselesinin karşı tarafında sadece Ziyonist Israil değil, aynı zamanda ABD ve Avrupa'nın olduğunu görüyoruz.  

                 Dolayısıyla İzrail'le hesaplaşmanın ABD ve Avrupa ile de hesaplaşmak anlamına geldiğinin farkında olmalıyız

                  Çözümün önemli bir aşaması; normalleşme adı verilen Izrail'i meşrulaştırmak ve Türkiye'yi Atlantik eksenine geri getirmekten başka hiçbir şe yaramayacağı kesin olan ABD oyununu bozmaktır. Türkiye bu oyuna gelmemeli ve bağımsız bir çizgide yer almalıdır. 

                  Çözümün diğer önemli aşaması; Türkiye ve İran'ın stratejik işbirliği ile ABD’nin Irak ve Suriye'den tamamen çıkarılmasıdır. 

                 Bağımsız Türkiye, İran, Irak ve Suriye'den oluşacak yeni bir ittifakın Ziyonist Izrail'in kabusu olacağı açıktır. 

                   Çözümün bir diğer aşaması da, Filistin örgütlerine acilen silah ve para yardımı yapılmasıdır. 

                   Türkiye, İran, Pakistan gibi ülkeler geliştirdikleri en ileri silah düzenlerini Filistinli mücahitlere ulaştırmalıdır.  

                    Şimdi Filistin için söylem değil eylem zamanıdır.  

                   Şimdi yeniden ümmet ve direniş bilincini kuşanma zamanıdır.  

                   Şimdi Filistin davası için üzerimize düşen görevleri hatırlama ve uygulama zamanıdır.  

                   ABD ve İzrail menşeli tüm ürünleri, kurum ve kuruluşları boykot edelim! 

                   Ülkemizde İsrail ile normalleşmenin propagandasını yapan yazar/siyasetçi/ 

akademisyen/sermayedar tüm gafilleri halkın vicdanında mahkum edecek şekilde deşifre edelim!   

                   İzrail ile tüm ilişkilerin kesilmesi ve Filistin'e para ve silah yardımı yapılması için hükümete karşı sesimizi yükseltelim! 

                   Tüm maddi ve manevi imkanlarımızı Filistinli kardeşlerimize yardım için seferber edelim!  

                    Mezhebi ve etnik ayrışmaya karşı sesimizi yükseltelim, duruşumuzu güçlendirelim. 

                   Ümmet bilinciyle hareket edip, mezhepçi ve kavmiyetçi eğilimleri lanetleyelim!  

                    Gün; emperyalizme ve Ziyonizme karşı tüm farklılıklarımızla beraber kardeş olma ve mazlumların yanında saf tutma vaktidir. 

                   Gün; ABD üslerinin, İzrail elçiliklerinin kapısına kilit vurma günüdür.  

                   Gün; Mavi Marmara'nın onurunu savunmak için harekete geçme günüdür.  

                   Gün: Sünni, Şii, Selefi tüm ümmetin ABD ve İzrail'e karşı birleşme günüdür. 

                   Gün; Türk, Arap, Acem tüm Müslüman halkların ümmet ekseninde bir araya gelme günüdür.   

                   Gün; Filistin direnişinin yanında saf tutma günüdür. 

                   Gün; İSLAM BİRLİĞİ' ne giden yolun önündeki bariyerleri kırıp vahdeti sağlama günüdür. 

                   Şehitlerimiz bu davanın sönmeyen meşaleleridir.  

                   Şeyh Ahmed Yasin'e, Fethi Şikaki'ye, Abbas Musavi'ye, Imad Mugniye'ye, Rantisi'ye, Furkan Doğan'a ve adını tek tek zikredemediğimiz tüm şehitlerimize selam olsun. 

                   Yaşasın Özgür Kudüs!  

                   Yaşasın Filistin Direnişi! 

                    Yaşasın Mazlumların Dayanışması!” 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber