Facebook’ta sayfa dostumuz,

              Kendisini yüz yüze tanımadığım ama paylaşımlarından, kaleme aldığı yazılardan hareketle müspet gördüğüm,

             Çoğunluğun tavası olduğu, tava peşinde koştuğu bir zamanda,

             Davası ve bu ülke bu millet için derdi olan,  dertli olan,

             Hak’kı duyurmak için haykıran, çırpınan Orhan Kılıçoğlu’nun,

             Dil ve üslubu bize göre  biraz sert olsa da ( Bunu da dertli olmasına, vatan ve millet için yanıp tutuşmasına, ülkenin geleceği için endişesine ve haklı öfkesine bağlayarak ve  inanarak),

             Paylaştığı feryat ve çağrılarına  kahir ekseriyetle katılarak ve aynı derdi taşıyarak,

             Birkaç gün önce paylaştığı bir çığlık ve çağrısını,

             Köşemize aldım ve derdi olan, okuyan, araştıran ve akledenlere arz ediyoruz.

             “NAMUSUMUZLA OYNUYORSUNUZ!

             Hiçbirinizi ayırıp kayırmadan, boyunuza postunuza, gücünüze, konumunuza aldırmadan, ekran ve seçim meydanlarındaki hal ve tavırlarınıza, kirli ayak oyunlarınıza, sarf ettiğiniz terbiye ve din dışı iğrenç sözlerinize bakarak sizleri;

            Dine,

            İmana,

            Ahlâka,

            Adaba,

            Edebe,

           Tevazu ve kibarlığa,

            İnsanlığın gereklerine,

            Dini, namusu tanımaya,

            Haramı, helâli, kul hakkını bilmeye,

            Milli, insani ve imani çizgiye davet ediyorum.

             Dahası sizleri;

             Aziz Türk milletine karşı ahde vefaya, hürmete, saygıya, nezakete ve bağlılığa çağırıyorum!

             BİR DİĞER ÖNEMLİSİ DE;

             Sizleri, yeni yetişen gençliğe örnek olmaya,

              Konuştuğunuz iğrenç, çirkin ve yerine göre müstehcen sayılabilecek kelimeleri bir daha kullanmamaya davet ediyorum!

               SİZ SİYÂSİLER!

               Ben, seksene yaklaşan yaşımın verdiği aşırı yorulmuşluk ve hasta halimle,

                Bu topraklar üzerinde 1000 yıl sonra dünyaya gelecek olan kız çocuklarımızın iffet ve bekâretlerinin selâmeti için,

              1000 yıl önceden ne yapabilirimin endişesiyle kahrolup sabahlara kadar uyumazken,

                Sizler üç kuruşluk siyasi ikbâlleriniz uğruna her türlü çirkefliğe ve şeytani hilelere tevessül ederek milletimizi canından bezdirdiniz!

                 BİLİNİZ Kİ!

                 Sinemizde yük,

                 Başımızda belâ,

                Namusumuzun en büyük düşmanlarısınız!

                RTÜK'TEN RİCAM OLACAK;

                Siyasi liderler televizyonlarda konuşurken, ekranın sağ üst köşesine mutlaka ''18 yaşından aşağıların dinlemeleri ahlâken mahsurlu olup, çocukların ahlaki, ruhsal, sosyal ve fiziksel gelişimleri için zararlıdır'' notu konmalıdır.

                 EY SİYÂSİLER!

               Şirki,

               Haramı,

               Yalanı, talanı,

               İftirayı, tezviratı,

               Münafıklığı,

              Hak ve adâlet gasbını,

              KİN ve NEFRET SÖYLEMLERİNİ DERHAL TERK EDİN!

              Bir sokak çocuğunun bile haya edip kullanamayacağı iğrenç ve toplumu kamplara ayıran sözlerinizi bir daha duymak istemiyoruz!

              İğrenç söz, tavır ve icraatlarınızın dini, ahlaki, insani, olmadığını bilin!

              Meydan ve ekranlarda, bilhassa TBMM'de milletin karşısında konuşurken, alacağınız karar ve kararnamelerde, çıkaracağınız kanunlarda ölçünüz İnsani, ahlaki, milli ve manevi değerler olsun!

              İnanın, toplum olarak sizlerden tiksinir hale geldik!

              Sizlerden öğrenecekleri çirkin ve iğrenç kelimelerle ahlâk ve lisanları bozulur korkusuyla TV. konuşmalarınızı çocuklarımızın dinlemelerine izin vermiyoruz!

              Bu millet, namusluya, dürüste, hak ve adâlet ehli siyasilere susadı!

              Sizin gibi hak, hukuk, adap ve edep bilmez siyasiler yüzünden milletimizin namusu, ırzı, vatanı, dini ve devleti tehlikede!

              Millete bu kin,

              Bu nefret ve intikam alırcasına tavır ve icraatlarınızın altında yatan nedir?

              BU KİN VE NEFRETLERİNİZ;

              Bizim bilmediğimiz soylarınızla,

              Bizimkinden değişik genlerinizle,

              Bizimkinden ayrı inançlarınızla mı ilgili?

              YOKSA SİZ SİYÂSİLER;

             Bilemediğimiz, lâkin toplum olarak işlediğimiz günahlarımıza karşılık olarak Allah C.C tarafından bizlere reva görülen BİRER BELÂ ve MUSİBET MİSİNİZ?

              EY MİLLETİM!

              Başımızdan bu belâların def olup gitmesi için;

              İlâhi emir ve buyrukları hayatımızın merkezine koyup, insani ve İslami ölçülerle kulluk şuuru içinde yaşamalıyız ve bu değerlere uygun olan insanları seçerek baş yapmalıyız.

              ''NASILSANIZ ÖYLE İDARE EDİLİRSİNİZ.''

               Bizim şerhimiz: Bu sitem ve çağrı, siyasette bu yanlışları yapanlaradır. Yapmayanlar ve çok az da olsa istisnaları vardır ve söz onlara değildir. Yarası olan gocunsun!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber