Vatsap’tan bir dostumuzun gönderdiği, İ. S. Sırma hocamızın kaleme aldığı, bazı “hocalar!.”ın, kompleksten midir nedir; “malumatfruşluk.” ve “bilgiçlik.” taslayarak, insanlar Allah’ın emirlerine karşı çıksalar bile onlara ceza verip helâk etmeyeceğinden dem vurduklarını, sureta Allah’ın haşa avukatlığını yaptıklarını, Kur’an’da Allah’a isyan içerisinde olan insanların helâk oluşlarını da, görmezlikten geldiklerini ve Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın neden bazı insanları helâk ettiğine dair olan ayet-i kerimeler yer verdiği makaleyi, yer darlığı nedeniyle biraz kısaltarak, Ayetlerin bir kısmını alarak ve tamamen katılarak arzediyoruz. 

           “Her yerde Allah’ı ve ahkâmını inkâr edenler, ahkâm kesiyor; “Tevhid.” ötelenerek, bazı insanlara kul olunuyor, o insanlara secde ettiriliyor; Allah’ın yasakladığı fuhuş, kol geziyor, her türlü medyada teşvik ediliyor; kumar ve talih oyunları her tarafı alıp götürüyor; Allah’ın, onun yüzünden gökten ateş yağdırdığı “lutilik.” ve “lezbiyenlik.”, insanlara meydan okuyor, caddelerimizde yürüyüş ve yortuları yapılıyor; bazı “imansızlar.”, taptıkları (dinuhum denaniruhum) “iban.”ı alıp, Allah’a imanla alay ediyor; istihza ediyor kendince! Ve tabi bu müstehzi “imansızları çığırtkanları.” “asosyal medya.” de allayıp, pullayıp, Allah’la ve inananlarla alay ediyor! Peki, her şeyi gören ve her şeyi yapmaya kadir olan Allah, geçmiş tarihte bu gibilere nasıl davrandı?  İşte o Ayet-i Kerimeler: 

           EN’AM SURESİ, AYET,6: “Görmediler mi ki, onlardan önce yeryüzünde size vermediğimiz onca imkânı kendilerine verdiğimiz, gökten üzerlerine bol bol yağmur indirip (evlerinin) altlarından ırmaklar akıttığımız nice nesilleri helâk ettik. Biz onları günahları sebebiyle helâk ettik ve onların ardından başka nesiller meydana getirdik.” 

          YUNUS SURESİ, AYET,13: “Sizden önceki nice nesilleri, haksızlık ve kötülük yoluna saptıklarında yok ettik; hâlbuki peygamberleri onlara apaçık deliller getirmişlerdi, ama onların iman edecekleri yoktu. Günah yolunu seçen toplulukları işte böyle cezalandırırız.” 

            İSRA SURESİ, 16: “Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde oranın şımarmış yöneticilerine (iyiye yönlendirici) emirler veririz; onlar ise orada günah işlemeye devam ederler, sonuçta o ülke helâke müstahak olur, biz de oranın altını üstüne getiririz.” 

           İSRA SURESİ, 17: “Nûh’tan sonraki nesillerden nicelerini helâk ettik. Kullarının günahlarını bilip görmede rabbin yeterlidir.” 

         MERYEM SURESİ, 74: “Oysa onlardan önce de daha varlıklı ve daha gösterişli olan nice nesiller helâk ettik.” 

         MERYEM SURESİ, 98: “Biz, onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Sen, onların herhangi birinden (bir varlık emâresi) hissediyor veya cılız da olsa bir ses işitiyor musun?” 

         TAHAA SURESİ, 128: “Kendilerinden önceki nice nesilleri helâk etmiş olmamız onları hâlâ yola getirmedi mi? Oysa onların yurtlarında dolaşıp duruyorlar! Kuşkusuz bunlarda akıl sahiplerinin çıkaracağı dersler vardır.” 

         TAHAA SURESİ, 134: “Eğer biz onları o Kur’an’dan önce bir azap ile helâk etseydik mutlaka, “Ey Rabbimiz! Keşke bize bir peygamber gönderseydin de alçalıp rezil olmadan önce âyetlerine uysaydık.” derlerdi.” 

          ENBİYA SURESİ, 9: “Sonra onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik. Böylece, hem onları hem de dilediğimiz kimseleri kurtuluşa erdirdik; haddi aşanları ise helâk ettik.” 

            ŞUARA SURESİ, 139: “Böylece onu yalancılıkla suçladılar; biz de onları helâk ettik. Doğrusu bu anlatılanlarda büyük bir ibret vardır ama çokları inanmazlar.” 

          KASAS SURESİ, 58, “Oysa biz, bolluk içinde azmış nice şehir halkını helâk etmişizdir. İşte yerleri! Kendilerinden sonra oraların pek azında oturulabildi; hepsi bize kalmıştır.” 

         KASAS SURESİ, 59: “Merkezinde, halka âyetlerimizi okuyan bir peygamberi göndermedikçe rabbin memleketleri helâk etmez. Biz, ülkeleri ancak halkı zulüm de ısrar edince helâk ederiz.” 

            SECDE SURESİ, 26: “Halen yurtlarında gezip dolaştıkları, kendilerinden önceki nice nesilleri yok etmiş olmamız, onların doğru yolu görmelerini sağlamadı mı? Bunlarda elbette ibretler var. Hâlâ kulak vermeyecekler mi?” 

            YASİN SURESİ, 31: “Kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettiğimizi ve onların artık kendilerine dönüp gelmediğini görmezler mi?” 

            SAD SURESİ, 3: “Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik; o sırada feryat ettiler ama artık zaman kurtulma zamanı değildi.” 

            ZUHRUF, 8: “Bunlardan daha zorba olanları da helâk ettik. Gelip geçenlerin örnek hikâyeleri (ilâhî kitaplarda) daha önce de anlatılmıştır.” 

            AHKAF, 27: “Çevrenizdeki nice şehirleri helâk ettik, belki dönerler diye uyarıcı işaretler de vermiştik.” 

            KAF, 36: “Kendilerinden önce, onlardan daha güçlü olup yeryüzünde şehirler kurarak aralarında gidip gelen nice toplulukları yok ettik. Kurtuluş var mı?” 

            A’RAF, 4: “Nice ülkeler var ki onları helâk ettik. Azabımız onlara geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken geliverdi.” 

           ENBİYA, 6: “Bunlardan önce helâk ettiğimiz hiçbir yerin halkı iman etmemişti; şimdi (aynı yolu tutan) bunlar mı iman edecekler?” 

           ENBİYA, 95: “Helâk ettiğimiz bir belde için artık dönüş imkânsızdır; onlar geri dönemeyeceklerdir.” 

           HAC, 45: “Nitekim zulme dalmışken helâk ettiğimiz nice beldeler var ki evlerinin duvarları çatıları üzerine yıkılmış, ıpıssız kalmıştır. Şimdi oralarda kullanılamaz hale gelmiş nice kuyular, (harap olmuş) nice görkemli köşk var!.” 

           EN’AM, 6: “Görmediler mi ki, onlardan önce yeryüzünde size vermediğimiz onca imkânı kendilerine verdiğimiz, gökten üzerlerine bol bol yağmur indirip (evlerinin) altlarından ırmaklar akıttığımız nice nesilleri helâk ettik. Biz onları günahları sebebiyle helâk ettik ve onların ardından başka nesiller meydana getirdik.” 

            EN’AM, 47: “De ki: "Söyler misiniz; size Allah’ın azabı ansızın veya açıkça gelirse, zalim toplumdan başkası mı helâk olur?".” 

            KEHF, 59: “İşte o beldeler (ahalisi), zulme sapınca onları helâk ettik; helâk etmek için de belli bir süre belirlemiştik.” 

            DUHAN, 37: “Bunlar mı güçlü, Tübba‘ın kavmi ve ondan öncekiler mi? Onların tamamını helâk ettik; çünkü onlar günaha gömülmüşlerdi.” 

           MUHAMMED, 13: “Seni dışarı çıkaran şehrinden daha güçlü nice şehri helâk ettik; onlara yardım edecek kimse de yoktu.” 

             İBRAHİM, 13: “İnkârcılar peygamberlerine, "Andolsun ya dinimize dönersiniz ya da sizi kesinlikle yurdumuzdan çıkarırız!" dediler. Bunun üzerine rableri onlara, "O zalimleri elbette helâk edeceğiz ve onlardan sonra sizi mutlaka o yurda yerleştireceğiz!.” 

           HUD, 117: “Rabbin, halkı iyilik peşinde olan ülkeleri haksız yere helâk edecek değildir.” 

               AHKAF, 35: “Azim ve kararlılık sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret. Onlar için de acele etme. Başlarına geleceği vaktiyle söylenen şeyleri gördüklerinde sanki gündüzün kısa bir süresini yaşamış gibi olacaklar. Tebliğ konusu işte budur; hiç günaha sapanlardan başkası helâk edilir mi?” 

Ayetler bu şekilde! 

O zaman ne yapalım? Ülkemizin sağlık yetkililerini ciddiyetle dinleyip, onların dedikleri doğrultuda evlerimizde oturalım; keyf çatmak için evlerimizden kaçmayalım! Kur’an okuyalım, mealinden de ne olduğunu öğrenelim. Kitap okumak için çok iyi bir fırsat olan bu günlerimizi okumakla geçirelim. Bol bol dua edelim. 

Allah hepimizi bu beladan kurtarsın! Âmin.” 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber