Geçenlerde çok eski dostum, Mümtaz bir kişiliğe sahip, çevresinde sevilen, sayılan güzel de işler yapan arkadaşım İbrahim Beşir Bey’i aradım.

İbrahim bey bir zamanlar Trabzon’da ASKON Şube başkanlığını yürütmüş çok da başarılı olmuş bir şahsiyettir.

Aklıma düştü epey zamandan beri görüşmemiştik arayayım dedim.

Aradığımda, samsunda bir iş toplantısında olduğunun söyledi. Konuşmamız esnasında,

  • Abi aradığına çok memnun oldum. Dedi.

Bu sefer ben de kendisine,

  • Her şeyi unuttuğumuzu, bu tür insani durumların hem kurumsal hem de bireysel bazda günden güne eridiğini söyleyince o da bana bu yazının başlığı olan kelimeyi söyledi.
  • Abi “ruh gitti” ruh. Dedi.

Konuşmamız bittikten sonra söyle bir düşündüm.

Evet gerçekten her şey ruhunu kaybetmiş.

Arkadaşlıkların ruhu gitti, Kardeşliklerin ruhu gitti, muhabbetin ruhu gitti, aşkın, feyzin ruhu gitti, namus anlayışının ruhu gitti, zenginliğin ruhu gitti, fakirliğin ruhu gitti. Haccın, Umrenin ruhu gitti.

Dolayısıyla özümüzün ruhu gitti. İbadetimizin ruhu gitti. Maneviyatımızın ruhu gitti.

Alışverişin, ticaretin ruhu gitti. Giden veya kaybedilen bu ruhları çoğaltabiliriz.

Arkadaşlarımızla yine beraber oturup sohbet ediyoruz ama, hepimizin aklı sosyal medyada gözlerimizi telefondan ayıramıyoruz.
Öz kardeşimizin başına bir hal geldiğinde ona gerektiği gibi yardım etmiyoruz.

Öyle kardeşlikler var ki, hiç karın bağı olmadan kardeşliklerinin pekişmesi için yapılan “kan kardeşliği “vardı ne oldu bu kardeşliklere.

Hacca veya umreye gidiyoruz ama dönüşte yapmış olduğumuz tövbenin ruhuna aykırı işlere devam ediyoruz.

Zenginiz ama zenginliğimiz kendimize. Karşımızdakinin durumu bizi ilgilendirmiyor.

Oysa ki; Komşusu açken karnı tok yatan bizden değildir. Buyurdu peygamberimiz.

Sünnetullahı kulak arkası yapıyoruz. İşimize geleni işitiyor gelmeyene kulak tıkıyoruz.

Kardeşliğin Ruhu Samimiyettir.

Arkadaşlığın Ruhu Kardeşliktir.

Haccın Ruhu Günahlara bir daha geri dönmemektir.

Alışverişin Ruhu Dürüstlüktür.

Muhabbetin Ruhu Sevgidir.

Zenginliğin Ruhu Vermektir.

Fakirliğin Ruhu Sabretmektir.

Namusun Ruhu İffetini Korumaktır.

İbadetin Ruhu İmandır.

Tok Olmanın Ruhu Şükretmektir.

Aç Olmanın Ruhu Hamt etmektir.

Peki bu giden “ruhları nasıl geri getireceğiz. Ey ruh geri gel diyerek mi?

Tabii ki hayır. Sorunun cevabı çok basit.

Her şeyi Ruhuna uygun bir şekilde yaparak. Yani Kur’an ve Sünnet üzerinde hayatımızı ikame ederek bu Ruhları geri getirebiliriz.

Selam ve Dua ile

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber