Eminim yaşı müsait olanlar birçok seçim geçirmişlerdir. Her seçimde de ayrı bir heyecan ayrı bir yaşanmışlıklar vardır.

Herkes taraf olduğu siyasi partinin açık ara ile kazanması ister bu doğaldır.

Bu seçimde de aynı heyecan yaşandı demiyorum. Yaşanmış heyecanların üstünde bir başka heyecan yaşadı herkes.

Adeta her kesimden seçmen kazanmaya ant içti.

Bu ruhla beraber sandığa gidildi ve oylar kullanıldı. Neticede, her kesimden insan sandıktan çıkan sonuca razı oldu.

Şimdi Cumhurbaşkanlığı için ikinci tur zamanı.

Bu heyecan biraz daha kırılmışa benziyor. Sebebi kimin kazanacağı az çok bilinmekte.

Peki bu Millet bu heyecanı her beş yılda bir çekmek zorunda mıdır?

Bir kere bu heyecanın baştaki sorumluları, Parti Genel Başkanlarıdır.

Seçim atmosferine en yüksek perdeden girdikleri için heyecan doruğa çıkmış. Her partinin tabanını da etkisi altına almıştır.

Bu heyecanı bu millet çekmek zorunda değil.

Hiç zaman kaybetmeden Cumhurbaşkanlığı sisteminin bazı kuralları gözden geçirilmelidir.

Başta %50 artı bir barajı ele alınmalıdır.

%50 artı bir ‘in yerine ilk turda en çok oy alan adayın kazanması sağlanmalıdır.

Aslında %50 barajı çok tehlikeli bir sistem.

Neden?

Bir kere Partiler hiç benimsemedikleri ve istemedikleri halde farklı görüşlere sahip partilerle bir araya gelmek zorunda bırakılıyor.

Zaten böyle bir birliktelikten elde edilecek olan başarı aslında başarı değildir.

İleride sorun çıkacağın kesindir.

Eğer %50 barajı kalkarsa her parti kendisine en yakın partilerle iş birliği içerisine girer.

Bunun siyasi açıdan daha sağlıklı olacağın kesindir.

Araştırılması gereken bir husus da şudur.

HDP ya da yeni ismiyle YSP hiç miting yapmadan, (Çok az sayıda yapılmıştır) Seçmenin ayağına gitmeden bu kadar oyu nasıl alıyor.

Diğer Partilerin yapamadığı, HDP’nin yapabildiği şeyler nedir?

Bu konunun araştırılması hatta bu konu ile ilgili üniversitelerde kürsülerin, masaların oluşturulması gerekir kanaatindeyim.

Çünkü bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde bir Kürt vatandaş ne istedi de olmadı. Kendilerine ait her şey var.

Çok ayrıntıya girmeyeceğim.

Ama geçmişte bir Kürt ben “Kürt’üm” diyemezdi.

Şimdi kendilerine ait televizyon kanalları, 0kulları, eğitim merkezleri, kendi dillerini konuşma özgürlüğü yani ne bileyim her şey var.

Eğer bir eksik var ise bu eksiğin giderilmesi için siyasi kanadın meşru yollardan harekete geçmesi gayet normaldir. Buna kimsenin de itirazı olmaz.

Madem aynı derenin balağıyız ayrı gayrı yok. Bana ne ise sana da o. O zaman dereyi bulandırmanın gereği yok.

HDP seçmeniyle birebir yapılacak olan söyleşiler, konuşmalar kayda alınıp incelenmeli buna göre siyasi bir yol çizilmelidir.

Neden bunu söylüyorum HDP PKK nın güdümünde bir parti olduğu için bunu söylüyorum.

Eğer HDP T.C Anayasasının belirtilen kanunlara göre kurulmuş ise ki öyle. O zaman Anayasanın çizmiş olduğu kurallar içerisinde hareket etmesi gerekir.

Hadi HDP nin genç seçmeni özerklik veya başka şeyler istiyor. Peki 60’lık-70-80-lik seçmenlerde mi? Özerklik istiyor. Zannetmiyorum. Bir an önce bu konular ele alınmalı ve çözümü bulunmalıdır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber