İnsanların birbirine tahammülsüzlüğü hergün biraz daha atrmakta ve sonuç olarak tehlikeli bir boyuta ulaşmaktadır. Bunu gözlemlemek için kâhin olmaya gerek yok.

Asrısaadette yani Reulullah SAV efendimizin döneminde yaşayan insanların komşularının kimisi Müslüman kimisi, Yahudi, kimisi hırıstiyan, kimisi putperest, kimisi ateşperst idi. Ama yine insanlar birbirleri ile komşuluk yapar birbirlerinin hakkına saygı gösterirlerdi. Birbirlerine maddi ve manevi yardımda bulunurlardı. Böylesine önemli bir konuda herkes Allah’ın kuludur deyip insanların inancını bir kenara bırakıp onlara hizmet eden bir peygamberin ümmetiyiz.

Şimdi bizlere ne oluyor ki, bir birimize tahammülümüz yok. Bu milletin oyları ile seçilip meclise giden Milletvekillerinin çoğu (İstisnalar hariç samimi olanları da görüyoruz) inanın sanki bir daha ki seçime kadar ona oy veren seçmenin yüzünü görmek istemiyor.

Seçim de kapı, kapı dolaşan vekiller seçimden sonra kayıp oluyor. Seçim çalışmalarında telefonu çaldığında hemen cevap veren vekiller seçildikten sonra yine ortada yoklar. Seçmenini gördüğünde “he bana bir şey der benden bir talep de bulunur” düşüncesiyle ona yaklaşmıyor.

Bütün bunlar yetmiyor bir de küfür ya Allah aşkına yeter. Bu seçmen bunu hak etmiyor. Bu seçmen değil hiçbir seçmen bunu hak etmiyor.

Demokrasiden bahsederler, sıra onlara gelince, demokrasi denen şey onlarda olmaz. Onlar için geçerli değildir. Ya kimin için geçerli. Senin benim için.

Buradan sesleniyorum! Gelin seçmeninin sözünü dinlemeyen, verdiği sözü tutmayanlara oy vermeyelim. Kim olursa olsun. Bu Milletin artık bu seçilmişlere bir ders vermesi lazım. Bir Milletvekili ne yaptığını ne konuştuğunu bilmeli. Yani akıllı olmalı.

Herkes size oy vercek değil. Ama sizin size oy verene de vermeyene de saygılı olmak görevinizdir.

Bu halkın artık esas temsilcinin “kendisi” olduğıunu vekilin ise vatandaşın vekili olduğunu anlaması durumunda inanın Meclisimiz daha kaliteli insanlarla donanmış olur.

Her parti küfür siyaseti ile puan toplamaya çalışıyor. Bizler televizyonlarda şiddet filimlerinden bıkmışken. Anlaşılan o ki, siasiler bu filimlerden daha çok etkilenmiş. Akla hayale gelmeyen hakaret dolu sözler. İncelendiğinde küfüre kadar varan hakaretler. Her siaysi partiden yapılmaktadır. Peki, bu siyasiler şunu anlamıyorlarmı?

Karşı siyasi partinin genel başkanına veya Milletvekiline yapılan hakaret aynı zaman da onun seçmenine de sirayet ediyor. Hani siz tüm ülkenin oy’una talipdiniz.

Bir ülkeyi düzeltecek olan seçmenleridir yani bizleriz. Yeter ki, bizler tercihimizi doğru yolda kullanalım.

Bir mesele daha var. O da seçim zamanları genel merkezlerin dayatmış olduğu insanlara ben oy vermek istemiyorum. Her partinin şeffaf bir şekilde “ön seçim” yaparak adaylarını

belirlemesinden yanayım. Bunu bizler yazmalı ve tartışmalıyız. Seçim sisteminin artık değişmesi kaçınılmazdır. Bu sistemde önce mahallelerde başlar.

Aynı şekilde Belediye meclis üyeliklerinde de ön seçim mahallelerden başlamalı. Adaylar adaylıklarını açıklayacaklar. O Mahallenin sakinleri oyunu kullanacak en çok oyu alan O Mahalleden Belediye meclis Üyesi olacak. Bu iş bu kadar basittir.

Eğer Meclis üyesi seçimle gelirse, tüm oturumlarda, nasıl oy kullanayım diye Başkanın gözünün içine bakmaz.

O meclis üyesi benim mahallemde ki sakinler ben bu önergeye red versem ne der. Kabul etsem ne der bunun hesabını yapar. Yine Milletvekilleri için “Kürsü dokunulmazlığı” hariç tüm dokunulmazlıklarının ortadan kaldırılması, herhangi bir kusurlu davranışta tıpkı sıradan vatandaş gibi onlara da yargı yolu açılmalıdır.

“Asıl” olan bizleriz. Biraz “özgüven” bizleri Millet olarak daha da ileriye taşıyacaktır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Barış 2 yıl önce

Bizler belkide daha fazlasını hakediypruz. Ki bunlara birim veriyoruz. Milli görüşün lideri Erbakan ın ağzından böyle bir şeye kimse Şahid olmuş mumdur. Yeniden Erbakn şart olmuştur.



Günebakış Trabzon Haber