Şükürler olsun bölgemizde yağmurlar bereket olarak yağıyor.

İnce ince, dura dura, yağmur suları toprakla, çiçeklerle, çimenlerle ve bitkilerle buluşuyor. Doğada bahar şöleni başlamış. Rengârenk çiçekler, kuş cıvıltıları ve ipek halı gibi zemin yüzü muhteşem bir görüntüye kavuşmuş. Dualar ediyorum,  şükrediyorum rabbim hak ettiklerimizden fazlalısını veriyorsun bizlere.

Yanbolu’dan yukarı Santa‘ya doğru vurdum yola. Binbir renk ve yeşilin birçok tonuyla, derenin su sesinin eşliğinde yol alıyorum dağlara doğru. Hara’da kemer köprü karşılar gelenleri. Foşa’da ilk olarak dikili taş esas duruşta bekler misafirlerini. Zazana’dan yukarı doğal şelale gibi coşmuş pek yaman akıyor bugün Yanbolu deresi. Dağların eteklerinden gelen mis gibi yabanı kekiği ve ormangülünün arasında; koku cümbüşü arasında tarihi taş köprünün yanından geçiyorum. Belki de bugün doğa en güzel giysilerini giymiş, hafif esen rüzgârla ağaç yaprakları huşu veren bir güzellikle parıldıyor. Santa’ya yaklaştıkça dağların tepesinde kümelenmiş bulutlar ayrı bir güzellik katıyor manzaraya. Bu ne güzellik Allah’ım. Doyulur gibi değil, rengârenk çiçekler, çimenler, böcekler ve yemyeşil doğa. Biraz daha ilerledikçe yağmur karşılıyor bizi. Atayurt’u geçtikten sonra güzelliğin için de bizi karşılayan yağmur taneleri yapraklara, çiçeklere ve doğaya kavuşuyor. Derenin şırıltısı yağmurun desteğiyle arttıkça artıyor. Santa deredeyiz. Yağmur durmuş ve arılar yeniden bal için çiçek çiçek dolaşmaya başlamış. Arıların vızıltısı derenin şırıltısına karışıyor, yorgunlukları alıp götürüyorlar. Tertemiz şırıl şırıl akan derenin suyunda yetişmiş alabalığın tadı da başka oluyor. Mutlu olmak için ne güzel bir ortam; mükemmel bir flora ve çeşit çeşit renklerle nefis manzara. Sincan Kaya gibi dik ve kararlı duruşu olmalı insanın. Şehrin gürültüsü, karmaşası, umutsuzluğu ve stresi geride kaldı artık. Doğanın kollarındayım. Dünyanın birçok ülkesinde bulamazsınız bu güzellikleri. Yağmur hafif hafif yağıyor; bağa bahçeye, marula, lahanaya yarıyor. Bolluk bereket insanın ümidini, geleceğini etkiliyor. İçimin yarası, tarihin karası güzel Santa’nın ortasında tarihi binalar arsında bir öteye bir beriye geziniyorum. Hem de yorulmadan söylene söylene bir aşağı bir yukarı durmadan gidiyorum. Kulaklarında rahmetli Harun ağabeyin sözü ‘başarmalıyız ’sesi adeta çınlıyor kulaklarımda. Kendi kendime mırıldanıyorum. Sen olsaydın başarırdık beklide deyi verdim. Ah Santa ah ah…  Evet, başarmalıyız yine de. İpi kopan tesbih taneleri gibi dağıldı etrafa şimdi.

Santa’nın tepesindeyim Zincirli kayaya bakıyorum. Diyorum kendime sen vazgeçme. Son nefesine kadar her şey üstüne üstüne gelse de durma. Yağmurun birçok kiri temizlediği gibi, içindeki olumsuzlukları at bir kenara. El uzatan olur, yol açan olur, yükü paylaşan olur güzellikler gelir bu güzel vadiye. Benim ki de umut işte. Umutsuzda yaşanmıyor.

KEMAL ÖZDEMİR

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber