EMPERYALİZMİN DOĞUŞU
Siyonizm reklamı ile küreselleşmesinin kazanımı olan derin dünya tarih, insanlığın gündeminden yaratılanı bir bilenlerin her türlü fedalkarlıklarına rağmen çağın butlanı ekonomi ve kültür sistemleriyle küreselleşme sürecinde tutunma gayretleri içerisindedir.
        Küresel ekonomik ve siyasi güç olmak iddasında bulunanların istediklerinde teröre dur diyebildiklerini söyleyebilmeleri aynı ideolojik yaklaşımın o toplumlardaki yansımalarıdır. 
          Bu nedenle konunun bilinmeyen yönlerinin de tarihin karanlık tutulan taraflarını araştırılarak gün yüzüne çıkartılması gerekir. 
  Anadolu, Kafkasya, Balkanlar ve Asya’nın en uzak batısına değin aynı kültürün derin izlerine raslatlanan bölgede insanlarına gerçeğin parıltılarını ulaştırmakta geçerli metodların işleyişi zorlaşır. 
          Bu bölgelerde geçen uygarlığın doktrin sapmaları nedeniyle toplumsal yansımaları dünyanın diğer taraflarında son derece zararlı yansımalar yapar. 
            Aynı gerçeğin doğmuş olduğu yerlerde insani kazanımlar nasıl tersine dönebiliyorsa bu bölgelere, ticaret ve ekonomi ile ulaştırılan aynı doktrin yaklaşımlı sosyo kültür unsurlar için de aynıdır. 
            As dili Türkçe ile Asyada varlığını sürdürmeye çalışan Kafkasoide karşı yapılan Sami ırkçılığının tarihi materyalist yaklaşımlı ticaret ideolojisi ile dağıtma politikaları aynı zamanda bölgede yapay toplum yapılarının doğmasına ve giderek esirliği dahi bir kazanım sayan felsefi değerlendirmelerin bölgede ilgi duyulmasına neden olmuştur. 
            Buna karşı verilen kutlu savaşların anlamı edinilen beynelmilel sermayelerin neredeyse kontrolüne girme eğilimi ile karşılaşılmıştır.
          Kişinin kurtuluşunu sağlayan bütün kozmik öğelerin o toplumda duyarsızlığına yol açan sosyo ekonomik bir iz izlemekle, ülkelerde, çevresiyle uyumsuzluk başgöstererek toplumsal anlayış giderek çilesi çekilmez hale getirilir. İşte bunda sorumlulukları olanlar da iyi araştırılmalıdır.
          İnsanlık tarihiyle ilgili gelişmelerden habersiz yaşayan topluluklar vardır. 
          Bu gelişmelerden sonra uygar dünyada bu insanların ilkel yaşayışları dahi insanım igisini çekmeye başlar. 
            Bu koşullarda bu milletin insani kazanımlarının cihanda bilinmesinin önemi bir kat daha artar. 
            Bu ülkenin devletin cumhuriyetinin istiklali tarihi birikimlerinin külleri arasından kurulması ve devletin yaşadığı hissi sağlanması günümüze ulaşmasının önemini bilmek ciddi bir sorumluluğun yerine getirilmesidir. 
            Avustralya’dan İngiltere’ye, Kanada’dan Fransa’ya, İtalya’ya daha nice Hindusu vs. si ile Anadolu bir anda Nemrut ateşi ile tekrar tanışdığı bir dönem yaşamıştır.
            Bu ideolojileşen hayat görüşünün kötü bir nüks edişidir. 
            Asya’nın orta doğusunda ve doğusuna yön veren pagan kültürüyle dünyayı etkileyen bir ticaret doktrini insan merkezine çekilmesi için Anadolu’dan hareketle, doğuyu ve batıyı birleştirmeyi hedef edinen kutlu bir hareket vardır.
            Asyanın ortasında millet ordu teşkilatlanmasıyla, tarih boyunca verilmiş olan çetin mücadeleler ile Anadolu’da otağ kurmuş olan Alperenler, kocalar ve Yunuslarla bütünleşen cumhuriyet, kültür felsefesini Atatürkle cihana “Yurtta barış cihanda barış” olarak ilan edilir.
          Onun ordu millet kültür ve ticaret yaklaşımlı merkez doktrinine uygun olmayan her türlü siyasi ve silahlı oluşumlar da emperyailizm butlanına bağlı politikaların temsilcileridirler.
          Onlar da geçmişin ekonomi ve kültür politikalarını küresel sermaye oluşumunu sağlamakta etkin birer azaları durumundadırlar. 
          Bu oluşumlar islam dininin kurucusu millet görüntüsü ile tarih bilgisi tutulması sürdüren uluslar arası kuruluşların ataletinden yararlanarak islam toplumlarına farklı askeri politik yaklaşımlarla girmişlerdir.
            Afganistan’dan,Çeçenistan’a, Bosna Hersek’ten Somali’ye günümüzün islam dini anlayışında ilgisi bulunanlara, her yerde ideolojinin merkezine karşı merkez doktrinden uzak uygulanabilen politika arayışlarıyla, islam dininin farklı bir temsilini sergileme cesaretini bulabilmişlerdir.
          Bu merkezli küresel mücadeleler devletin insan merkezli omurgasındaki gelişmin küresel ilerlemesine engeldir.               
          Anadolu’dan başlayan, toplumlar arasında yaşanan ticari yaklaşımda batıllığının merkezlerine yönelen, kuşaklar boyunca devam eden mücadelelerin geldiği önemli nokta, Güneyde tükenmişliğin de bu saldırılardaki pozisyonu diğerlerinden çok farklı sayılamazdı. 
            Çünkü daha önce Hz. İshak’ın başlattığı birlik davası ideolojiye dönüşürken bu defa da Hz. İsmail’in soyu ile yücelen birlik davası bu akıbeti neredeyse yaşamaktaydı.
              Şu halde bunun durak noktası bulunmalıydı.
              İşte Hz. Muhammet’in “Kanturalı oğullarının egemenliği uzun sürecektir.” Türkçeyi öğreniniz sözünün gün yüzüne çıktığı an geliyor ve yaşayan efsane Anadolu’da bütün Türk dünyasının ortak iradesi ile Türkiye cumhuriyeti kuruluyordu. 
İnancın ideolojilere dönüştürüldüğü yerlerde çetin ve mukaddes  savaşlar yaşanıyor ve
Türkçe kaybedilen coğrafyalarda birliğin yeni fenomeni oluyordu.   

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber