SEÇMEN ve DEMOKRATİK SORUMLULUK

Hiç şüphe yok ki yerel yöneticilerini seçecek olan Türk seçmeninin sorumlulukları bununla sınırlı kalmamaktadır. Seçmen olarak demokrasinin getirdikleriyle adayların (Büyükşehir ve ilçe Belediye Başkanları, Belediye Meclisi üyeleri ile Muhtarlar) hizmetlerinin niteliğine dair fikirlerinin, projelerinin ve yönetim anlayışlarının anlatımlarıyla adeta görücüye çıkılmaktadır. Rekabet demokrasinin varlığını ifade etmektedir.

Bu çerçevede hep birlikte sormamız gereken ilk soru şudur? Yaşanabilir bir kent, büyüme ve gelişme konusunda bakış. Türkiye’nin, ihtiyaç ve hedeflerinin sentezini ifade eden dinamik bir “Türk modeline” sahip olarak kendi dinamikleri üzerinde özenle durmak.

Seçmenler yaşadıkları toplumun sıkıntılarının giderilmesine dair önerilerini siyasal erke aktarırken, seçmenlerin desteklerine ihtiyaç olduğunu kamuoyu ile paylaşırlar. Diğer yandan inandığı kurumuna sahip çıkarak demokrasinin varlığını ifade eder.

Hiç şüphe yok ki, ortak aklın ve bilimin aydınlattığı yerde, inanç ve düşünceler milli birliğin gücü olur. Yaşadığı toplumun yararına önemli işler yaparak iz bırakmak seçmenin değerlendirmesinin göstergesi durumudur.

O halde, Sivil Toplum Kuruluşlarıyla yerel yöneticiler, ortak aklın temsilini ve samimiyetini bu yönde harekete geçirmek durumunda olmaları gerekmektedir...

Şehir kimliğini, yer isimlerini ve şehrin tarihini özümsemelerinin yanında, insanların doğru tanımlama yapmaları için hedefleri olmalıdır.

Yerel yönetici, şehrin potansiyelinin farkında olmak, kendi hedef ve birikimini tam anlamıyla ifade ederek ve bu hedeflere uygun öngörü ile projeler geliştirmek durumundadırlar. Çünkü ağaçların tepelerine nişan alanlar yıldızlara asla ulaşamazlar.

Şehrin geleceğini teslim alacak olanlar, seçmenin Türk demokrasisi adına sorumluluklarını yerine getirdiğini asla unutmamalıdır.