Koronavirüs’ün bütün hayatımızı derinden etkilediği bir süreci yaşıyoruz.

Birinci dalga olarak anılan ve ülkemizde Mart ayında başlayan süreç, sokağa çıkma kısıtlamalarının da etkisiyle azalma eğilimine girince, tehlike tam olarak ortadan kalmadığı halde ülkeyi yönetenler, ekonomik kaygılarla tedbirleri gevşetmiş ve normalleşme denilen süreci başlatmıştır.

İktidar mensupları, bilim adamlarının onca uyarılarına kulaklarını tıkamış ve bugün virüs yeniden hayatımızı tehdit eder hale gelmiştir.

Başta ‘uçuyoruz, dünyanın en iyisiyiz’ söylemlerinin aksine ekonominin içinde bulunduğu olumsuz durum olmak üzere, bazı kesimlerin ekonomik çıkarları gözetilerek gidilen normalleşmede, can çekişen virüs yeniden hortlamıştır.

Her gün onlarca canımızı virüse kurban ediyoruz, yüzlerce insanımız da enfekte oluyor, hasta sayısı giderek artıyor.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI GİDEREK TÜKENİYOR

Bu mücadelenin baş kahramanları olan sağlık çalışanlarımız ise, 7 ayı bulan olağanüstü hal içinde, adeta bir mucizeyi gerçekleştiriyor, canları pahasına bizleri yaşatmaya çalışıyorlar.

Böylesine fedakar çalışmalar yapan sağlık çalışanlarımızın hedef haline getirilmesini asla kabul etmiyor, bu ülkenin kadir kıymet bilen milyonlarca evladı olarak arkalarında olduğumuzu bilmelerini istiyoruz.

İKTİDAR HALKIN KAFASINI KARIŞTIRMAKTADIR

Bütün dünya, bir taraftan bu hastalığın aşısının bulunmasını, kalıcı ve etkili bir tedavinin ortaya çıkmasını beklerken diğer taraftan da hayatını sürdürmeye çalışmaktadır.

Fakat iktidarın farklı bakanlık ve kurumlarından gelen birbiriyle çelişen, örtüşmeyen açıklamaları ise halkın kafasını iyice karıştırmaktadır.

Virüsle mücadelenin başarılı olması, elbette ki halkımızın alınan tedbirlere uymasına bağlıdır. Ama asıl sorumluluk, bu süreci yöneten iktidarındır ve iktidar kendi vazifesini layıkıyla yapmadan, sorumluluğu halkın üzerine atamaz.

Denetimlerin etkili ve gereken şekilde yapıldığını da kimse söyleyemez. Devlet yetkilileri adeta davulla zurnayla ve birkaç gün önceden haber vermek suretiyle denetim yapmakta, denetimlerde de farklı uygulamalar gözlenmektedir.

Böylesine büyük bir krizle, ancak ve ancak tutarlı ve disiplinli bir politikayla yönetilerek mücadele edilebilir.

İKTİDARIN KRİZ SÜRECİNDEKİ EĞİTİM POLİTİKASINI ANLAYABİLEN VAR MI?

Hem bilim kurulu hem de diğer sağlık uzmanlarının onca uyarılarına rağmen okulların açılması gündeme getirilmekte, Sağlık Bakanlığının açıklamalarıyla Milli Eğitim Bakanlığının açıklamaları birbiriyle örtüşmemektedir.

Tıpkı virüsle mücadele sürecinde olduğu gibi politika birliği sağlanamayan ve adeta kurumların her birinin özerk bir davranış içine girdiği alanlardan biri de eğitimdir.

Telafi eğitimi sürecinde uygulama birliği sağlanamamış ve her okul farklı uygulamalar içine girmiştir. Öncelikle program kapsamında hangi dersin, uzaktan eğitimle, kaç saat verileceği bir standarda bağlanmamıştır.

Bazı okullar sadece EBA canlı ders programı üzerinden tanımlanan ders saati sayısını öğretmenlerle paylaşarak ders ataması yaparken;  bazı okullar da bir taraftan EBA üzerinden ders ataması yapıp, diğer taraftan da zoom, teams, google meet vb. uygulamalar üzerinden ders planlamaları yapma yoluna gitmiştir.

NELER YAPILMALIDIR?

Konunun uzmanlarıyla yaptığımız görüşmelerde, uzaktan eğitimin sağlıklı ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi için yapılması gerekenler şunlardır:

Öncelikle öğrencilerin yaş düzeylerine göre hangi saat aralıklarında ve kaçar dakikalık periyotlarda canlı ders uygulamalarına katılmalarının, daha sağlıklı ve verimli olabileceğinin bilimsel tespitinin ortaya konulması gerekmektedir. Telafi eğitiminin devam ettiği 3 haftalık süreçte yaşanan uygulama farklılıkları da acilen son bulmalıdır. 21 Eylül itibarıyla başlayacak olan yeni öğretim yılının uzaktan eğitim şeklinde yürütülecek kısmının programı netleştirilmelidir. 

İvedilikle hangi dersin kaç saat verileceği, hangi sınıf düzeyinde günlük kaç saat canlı ders yapılacağı, haftada kaç gün uzaktan eğitim yapılacağı, derslerin kaçar dakikalık periyotlarda verilmesi gerektiği de kesin olarak açıklığa kavuşturulmalıdır. Uygulamada birliğin sağlanması için EBA  dışındaki platformlar kullanılmamalı, Bakanlık tarafından EBA’nın kapasitesi yeterli düzeye çıkartılmalı ya da alternatif canlı ders platformları oluşturularak tüm öğretmenlerin sisteme entegre edilmesi sağlanmalıdır.

ÖĞRETMENLERİN İMKANLARI İYİLEŞTİRİLMELİDİR

Yine bazı okullarda canlı derslerin okullara gidilerek sürdürüldüğü görülürken bazı okul öğretmenler ise evlerinden canlı yayınlarını yapmaktadırlar. Evlerinde gerekli koşulları sağlayan öğretmenler uygulamaları evlerinden sürdürmeli, imkanları el vermeyen öğretmenler ise görev yeri şartı aranmaksızın en yakın eğitim kurumunda çalışmayı sürdürebilmesi için koşullar hazır hale getirilmeli bunun planlamasını da okullardan bilgi toplayarak Milli Eğitim Müdürlükleri ivedilikle tamamlamalıdır.

 Bilgisayar ve internete erişim konusunda ekonomik yönden kolaylıklar sağlanmalı bakanlık düzeyinde ilgili kurumlarla destek protokolleri yapılmalı uzaktan eğitim kapsamında KDV vb. indirim uygulamalarına gidilmelidir.  Canlı ders planlamaları yapılırken kesinlikle öğretmenlerin talepleri ve içinde bulundukları şartlar göz önünde bulundurulmalı, şartları uygun olmayan ve  şartları gereği fazla ders saatini verimli sürdüremeyecek olanlara maaş karşılığını dolduracak sayının üzerinde ders yükü verilmemelidir.

Planlamalar yapılırken öğrencilerin fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimleri göz önünde bulundurulmalı aşırı yüklemeler yapılmamalı. Ders saatleri günün tamamını etkileyecek şekilde dağıtılmamalı, öğrencilerin yarım günleri ders dışı yaşantıları için kullanabilecek düzeyde serbest bırakılmalıdır.

Bütün bunlara ilave olarak;

1. Seyreltilmiş eğitime geçilmelidir.

2. Okullar dezenfekte edilmeli, bu konuda belediyelerden yardim alınmalıdır.

3. Seyreltilmiş eğitim için 100 bin öğretmen ve 60 bin yardımcı personel ataması yapılmalıdır.

4. 60 yas üstü MEB çalışanları emekli edilmeli ve e-nabızdan izinli olan emekliliği dolmuş çalışanlar da malulen emekli edilmelidir.

5. Uzaktan eğitim için sınırsız internet iletişimi sağlanmalıdır.