Mektebi Zirai Şahane ile başlamıştır.

Türkiye`deki tarımsal eğitim-öğretim faaliyetleri Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul Yeşilköy`de 10 Ocak 1846 Ayamama Çiftliği`nde kurulan Mektebi Zirai Şahane ile başlamıştır. Bu okula ilaveten "Ziraat Mekteb-i Âli" yani 1892 yılında Halkalı Yüksek Ziraat Okulu açılmış. Bugün ziraat alanında 5‘i henüz öğretime başlamamış 41 fakülte vardır. Başarılı bir yükseköğretim sürekli yeni fakülteler açarak veya açılan fakültelere popüler isimler vererek değil, planlı, geleceği görebilen, çeşitli müdahalelerin dışında gerekli ve gerçek ziraat mühendisliği eğitimi yakalanabilir. Bu nedenle mesleki öncelikleri dikkate alan, arz-talebi gözeten, meslek odalarını eğitim öğretimin öncelikli paydaşları olarak kabul eden bir yaklaşım ülkemize daha uygun bir tarımsal yükseköğretim sistemini ortaya çıkaracaktır. Bu gün hayatta olan 100 bin ziraat mühendisinin kaba bir hesapla %25’i, yaklaşık 25 bini işsizdir. Bu sayıya mesleğini yapamayıp farklı mesleklerde çalışanlarda dâhildir.

Covid-19 salgını ile mücadelenin en önemli etkenlerinden biri de bağışıklık siteminin güçlü tutulmasıdır. Meyve ve sebzeler sağlıklı ve çeşitli beslenmenin ana unsurlarıdır. İnsan vücuduna birçok besleyici maddenin girmesine, bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve bir dizi hastalık riskinin azaltılmasına katkıda bulunuyor. Ancak, bu çok büyük faydalarına rağmen yeterince meyve ve sebze tüketmiyoruz. Bağışıklık siteminin güçlü tutulmasında meyve ve sebzenin gücü yadsınamaz bir gerçektir. Sağlıklı meyve ve sebze tüketimine yönelik politikaların ve eylemlerin geliştirilmesi ülkemiz açısından da elzem bir durumdur. Bu yılı başarılı kılmak başta biz Ziraat Mühendisleri olmak üzere tüm paydaşların görevidir

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2021 yılını “Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı” olarak ilan etmiştir. Bu nedenle, Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından dünyanın çeşitli ülkelerinde yıl boyunca beslenmede meyve ve sebzenin önemi, üretimden tüketime kadar olan süreçte yaşanan sorunlar, kayıplar, açlıkla mücadelede önemi, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkısı, küçük aile işletmelerine gelir sağlayıcı özelliği ve birçok konuda çalışmalar yapılacak, etkinlikler düzenlenecektir. Birleşmiş Milletlerin konuya ilişkin yayınladığı mesajda, “sektöre dikkat çekmeyi ve insanlarla çevrenin daha sağlıklı olmasını sağlayacak bir üretim ve tüketim yaklaşımına bütüncül bir bakış açısı sağlamayı amaçlandığı” belirtilmiştir.

Gözden kaçırmamamız ve üzerinde durmamız gereken iklim değişikliğinin en fazla etkileyeceği sektörlerin başında TARIM geliyor. Önümüzdeki yıllarda tarımsal üretim anlamında çok büyük riskler bizleri bekliyor. Bu konuya hazırlıklı olmalıyız, planlarımızı bu gerçek doğrultusunda yapmalıyız.

Ülkemizde tarımsal potansiyel anlamında bir sorun olmadığı, buna karşın mevcut potansiyelin hayvansal ve bitkisel ürün üretimi ve bunların verimliliği anlamında yeterince ortaya konulamadığı görülmektedir. Türkiye’nin arazi varlığı ve tarım potansiyeli dikkate alındığında; doğru planlama, doğru istihdam politikası ve doğru bir üretim stratejisiyle 200 kuru hektara bir ziraat mühendisi,100 hektar sulu araziye bir ziraat mühendisi istihdam gerekmektedir. Ülkemizin 23.099 hektar işlenebilir tarım arazisi ve 14.617 hektar mera varlığının verimliliğinin artırılması için artırmamız için yaklaşık 160 bin ziraat mühendisine ihtiyacı olduğunu da ayrıca görmemiz gerekiyor.

Yeni ziraat mühendisliği istihdam alanları yaratmaya çalışmalıyız. Atıl durumda bulunan tarım arazilerini ve işletmeleri aktif hale getirmeliyiz. Bu sadece ziraat mühendislerinin işlendirilmesi anlamına gelmemektedir. Türkiye’nin yeniden üreten, yeniden kalkınan ve yeniden gıda bağımsızlığını sağlayan bir ülke olabilmesi için ön koşullardan biri, kamudaki ziraat mühendislerinin kadrolarının artırılmasıdır. Başlangıç olarak aktif olarak çiftçi örgütlerinde

yıllardır çalışan 2600 civarında tarım danışmanına ( ziraat mühendisi, veteriner, teknisyen) kadro verilerek üretime yönelik değerlendirilmesi gerekir.

Dünyamızı tehdit eden bazı temel sorunların varlığı farklı ortamlarda dile getirilmektedir. Açlık dünyanın çözmek zorunda olduğu temel bir problemdir. Su kaynaklarının kullanımı, kaliteli gıda üretimi, erozyon, kentleşme ve çevre sorunları ve benzeri problemler ziraat mühendislerinin çözüm üreteceği konular olacaktır. Bu düşünceden hareketle, ziraat mühendislerine gelecekte çok daha büyük sorumluluklar düşeceği kaçınılmaz bir gerçektir. Bütün hazırlıklarımızı şimdiden yaparsak önümüzdeki günlerde yaşanması muhtemel sorunların önüne geçmiş olacağız.

Toprak; giyinme, barınma, aş ve iş demektir. Toprağın insanlık için yaşamsal değeri yanında manevi değeri her şeyden daha önemlidir. Geleceğimiz için toprağımıza ve üretene sahip çıkılması dileği ile tarımsal öğretim faaliyetinin başlanmasının 175. yılı tarım camiasına, bereketli üretimlerin olacağı nice yıllar dileği ile kutlu olsun…

Cemil PEHLEVAN

Yönetim Kurulu Başkanı

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber